izmirli erkekler ve izmirli kadınlar

Aşağıdakileri okuyunca bir an dalıp gidenlerdir.

ilk sigarayı alsancak-karşıyaka vapurunda içmişsen artık ne zaman sıgara içsen rüzgar esecek sanırsın..
izmir'de büyümüş isen, bütün yolların er yada geç denize çıkacağını sanırsın..
herkesin öyle yada böyle lafının bir yerinde şaka yapacağını, gülüşeceğinizi, kızların hep şen şakrak olacağını.. sanırsın..
Efelenen kadınlar olduğunu bildiğin için kadın olarak, ondan sonra hep efelenebileceğini sanırsın. paçan ilk kez aşağı alındığında, omuz atacağım bu hayata derken fena halde omuz yediğinde koşup alsancak-karşıyaka vapurunda o ilk sigarayı yeniden içmek, izmir'e ama 'sen bana böyle dememiştin' demek ister canın..
Dolmuşlarda otobüslerde yanında oturanlarla konuşmaya başlayacağını, en mahrem dertlerini anlatıvereceğini onunda hakikaten dinleyip işleri kolaylaştırıcı bir şeyler söylemeye gayret edeceğini... sanırsın..
Salataların hep ışıl ışıl zeytinyağlı olacağını, çekirdeği herkesin çiğdem diyeceğini, sinirlenenlerin 'asfalyalarının atıcağını' balık yerken terenin unutulmayacağını, her şehirde sabahları boyoz bulunabileceğini, gevrek diyince simit demek istediğini herkesin anlayacağını, gevreğin yanında da mutlaka tulum peyniri olacağını... sanırsın..
Kumru denildiğinde simit ekmeğine yapılmış domatesli peynirli sandviçleri kastettiğinizin anlaşılacağını filan... sanırsın.
her şehirde çocukken gidilen ve çok hayret edilen fuarlar olduğunu 'pavyon' diyince ülkelerin stantlarının bulunduğu neşeli hangarların kasdedildiğini, lunapark denilen şeyin fuarın ayrılmaz parçası olduğunu, fuar denilen yerde yürüyünce çocukların çok yorulduğu ve yorulan çocukların kucakta taşınacağını... sanırsın..
karın dağlarda olan bir şeyler olduğunu, herkesin ahtapot yediğini, herkesin biraz Rumca bildiğini, dünyadaki bütün kadınların yaz olunca mini etek giydiğini, rakı içilince oynandığını, içilmese de her fırsatta oynandığını sanırsın..
izmir'in kıymeti
izmir'den ayrılınca daha iyi anlaşılıyor belki...**