bugün

iZMiRLi KADINLAR

Hep yeni yıkanmış balkonlarda mı yaşarlar?

Yoksa akşam sefası çiçeği gibi ikindileri açılıp saçıldıkları için
mi kalır insanın aklında o balkonlu,

kadınlı izmirli fotograflar?

Hesapsız kahkaha atması...

Sokaktan tek kişilik bir fener alayı gibi geçmesi..

Erken yaşta rakı içmesi..

Asfalyaları attığı vakit "efelik" yapması...

Takıp takıştırıp, püfür püfür salınması ve daha neleri neleri...

işte her nasılsa, daha en başından öğrendikleri için bütün bunları

görmüş adamlar bilir "iZMiRLi KADINLAR" dedin mi, işte orada
durmasını..

Canım, dalgalıysa eğer atlamadan önce durup denizin dibine bakılmaz
mı?

Dibe çakılır mıyız" hesabı ! izmirli kadınlar...

Hayat kıvamındadır izmirin kadınları.

Nasıl hayatta ayrıştırılıp çizilecek bir şey yoksa, onlar da işte
tam öyle.

Yani ya akarsın onunla; ya akmaz, durursun kenarda.

Yok öyle durup dibine bakmaca...

Hep sorarlar ya " Neden bu kadar güzel izmirli kadınlar?"

Zira hep onlarda kıkırdamalar, kahkahalar ve kışkırtıcı
şımarıklıklar...

Deniz lekesi" var onlarda...

Nasıl denir ki? Ben Ankara'da gördüm az konuşan, az gülen, ciddi
duran füme rengi kadınları.

Görünüp görünüp kaybolan " muamma" taklidi yapanlar da istanbul'un
meselesi.

Ben sanırdım ki, hayatın yakasında bir hercai menekşe gibi durur her

yerde kadınlar.

Öyle değilmiş meğer...

Ne yapsan çıkmaz ya denizin lekesi, oda var izmir'in kadınlarında...

iZMiRLi ERKEKLER

Erkekler... Dünyanın neresine giderseniz gidin aynıdırlar, bir izmir
hariç...

Çünkü izmirli erkekler, balkonları henüz yıkanmış ve kurumaya bile

başlamamış evlerin kadınlarının
kocaları,ağabeyleri,kardeşleri,sevgilileridirler....

Denizin hemen kıyısında yaşarlar, bir kadının saçlarında

denizi koklarlar ve her seferinde şaşırıp, deniz bile böyle gerçek
kokmaz diye düşünürler...

Günün tüm yorgunluğunu, hayatın tüm yaşanmazlıklarını kapattıkları

dükkan kepenklerinin ardında bırakıp, filesini kavun, rakı ve
umutlarıyla doldurup,

tek özlemi az evvel güneşin kuruttuğu balkonlarda şişeyi
yarılamaktır izmir'in erkeklerinin...

izmirli erkekleri, dünyanın en iyi erkeklerinden sanırlar
izmirli kadınlar, şımarıklıkları bu yüzdendir...

Bu yüzdendir

izmirli erkeklerin rakıyı bir dikişte içip, birayı hammallık
saymaları,

Bu yüzdendir "her kadının saçı deniz kokar mı?" diye merak
etmeleri...

izmirli erkekler de ağlar, tıpkı izmirli kadınlar gibi,

Hiç ummadığınız anda karşılaşırsınız gözyaşlarıyla,

efeliklerini umursamadan,

bir türkünün takılıp son sözüne, bugün bayram diye seslenen
televizyon reklamına,

sığınıp bir vapurun kenarına ağlarlar...

ERKEKLER... DÜNYANIN NERESiNE GiDERSENiZ

GiDiN AYNIDIRLAR, BiR iZMiR HARiÇ...

ÇÜNKÜ iZMiR'Li ERKEKLERE, iZMiR'Li KADINLAR DOKUNUR...!
çekirdeğe çiğdem; incire yemiş diyen insanlardır..
Aşağıdakileri okuyunca bir an dalıp gidenlerdir.

ilk sigarayı alsancak-karşıyaka vapurunda içmişsen artık ne zaman sıgara içsen rüzgar esecek sanırsın..
izmir'de büyümüş isen, bütün yolların er yada geç denize çıkacağını sanırsın..
herkesin öyle yada böyle lafının bir yerinde şaka yapacağını, gülüşeceğinizi, kızların hep şen şakrak olacağını.. sanırsın..
Efelenen kadınlar olduğunu bildiğin için kadın olarak, ondan sonra hep efelenebileceğini sanırsın. paçan ilk kez aşağı alındığında, omuz atacağım bu hayata derken fena halde omuz yediğinde koşup alsancak-karşıyaka vapurunda o ilk sigarayı yeniden içmek, izmir'e ama 'sen bana böyle dememiştin' demek ister canın..
Dolmuşlarda otobüslerde yanında oturanlarla konuşmaya başlayacağını, en mahrem dertlerini anlatıvereceğini onunda hakikaten dinleyip işleri kolaylaştırıcı bir şeyler söylemeye gayret edeceğini... sanırsın..
Salataların hep ışıl ışıl zeytinyağlı olacağını, çekirdeği herkesin çiğdem diyeceğini, sinirlenenlerin 'asfalyalarının atıcağını' balık yerken terenin unutulmayacağını, her şehirde sabahları boyoz bulunabileceğini, gevrek diyince simit demek istediğini herkesin anlayacağını, gevreğin yanında da mutlaka tulum peyniri olacağını... sanırsın..
Kumru denildiğinde simit ekmeğine yapılmış domatesli peynirli sandviçleri kastettiğinizin anlaşılacağını filan... sanırsın.
her şehirde çocukken gidilen ve çok hayret edilen fuarlar olduğunu 'pavyon' diyince ülkelerin stantlarının bulunduğu neşeli hangarların kasdedildiğini, lunapark denilen şeyin fuarın ayrılmaz parçası olduğunu, fuar denilen yerde yürüyünce çocukların çok yorulduğu ve yorulan çocukların kucakta taşınacağını... sanırsın..
karın dağlarda olan bir şeyler olduğunu, herkesin ahtapot yediğini, herkesin biraz Rumca bildiğini, dünyadaki bütün kadınların yaz olunca mini etek giydiğini, rakı içilince oynandığını, içilmese de her fırsatta oynandığını sanırsın..
izmir'in kıymeti
izmir'den ayrılınca daha iyi anlaşılıyor belki...**
izmirli bebeklerin varoluş sebebi.
Bir rüyayı yaşamış,il dışına çıkınca yurt dışına çıkma hissini yaşamış kitledir.
sadece birbiri ile uyumludurlar.