bugün

a ömer türkeş

okuduğu romanı analiz edecek bilgi birikime sahip olmadığı halde kendini eleştirmen diye pekala yutturan prototip türkiye insanı. bilindiği gibi cennet ülkemizde sanat camiası tarafından kabul görmenin yolu ne yapıp edip iki laf arasında mutlaka yoksulluktan filan dem vurup 1968 model yerli malı solculuğu tezgaha sürmektir. bu amcamız da bunu iyi yapanlardandır nazar değmesin. ne bir felsefi arka plan, ne de edebiyat tarihine bir hakimiyet sinyali almak mümkün değildir eleştirilerinde, zaten bu tür kaygıları da pek yoktur. amcacım, şu fakir baykurt ya da orhan kemal okumalarına biraz ara verip de mesela biraz hegel, heidegger, sartre, freud, lacan vs. takılsan nasıl olur ha? zizek diye birini duydun mu hiç? edebiyata ve sinemaya nasıl yaklaşıyor? onu da biraz okusan diyorum arada, kendini geliştirirsin hem fena mı olur? öğrenmenin yaşı yoktur değil mi ama?