bugün

haddini aşan meslekler

Bu başlıkta neyin nesidir diyebilirsiniz ancak, öyle meslekler var ki, o mesleğe tabi olan insanlar kendilerini herkesten üstün görebilmektedir. Yakın zamanda yaşadığım bir olay neticesinde bu tanımı yapmakta çokta yanlış olmadığımı gördüm. Bu tür meslekler genelde yüksek öğrenim görmenizi gerektiren mesleklerdir. Özellikle tıp ve hukuk alanında eğitim görmüş insanların bazılarında, kendi kişisel yapılarına da bağlı olarak, diğer insanları hor görmek ve kendisine saygı duyulması gerekiyormuşçasına davranmak bir yaşam biçimi olmuştur.

kendimden bahsetmeyi sevmem ancak, olayın vehametini daha iyi anlamanız için bunu yapmam gerekiyor. Ben, 10 yıldır mesleğini en iyi şekilde icra etmeye çalışan bir inşaat yüksek mühendisiyim. Türkiye'de ve dünyanın çeşitli bölgelerinde son derece önemli yapıların statik hesaplarını yaptım. fakat bundan dolayı asla kendimi dev aynasında görmedim. neyse, yaşadığım üzücü ve sinir bozucu olaya geçelim. bundan beş sene önce askerliğimi yapmak üzere birliğime teslim oldum. Askerlik kararı aldırmaya gittiğimde bakaya olduğumu söylediler ve benden bunun haklı bir sebebi varsa göstermemi istediler. Bende yüksek lisans mezuniyet karar tarihini göstererk okulumun biraz erken davrandığını gösteren bir belge sundum. Askerliğim bitti ve yaklaşık bir sene önce şişli adliyesine yeniden ifade vermek için çağrıldım. Durumumu kendilerine izah edip beş sene önce sunduğum bir belgeyi hatırlatacaktım. Adliyeye gittim ve uzun bir bekleyişten sonra adım okundu. Sektereter gibi çalışan birçok insanın ve masanın olduğu bir odaya girdim. Masaların birinde sivil giyimli bir bayan ifademi almak üzere bilgisayarın başında bekliyordu. Ellerim ceplerimde ifademi verirken, bayanda söylediklerimi bilgisayarda yazıyordu. O sırada odaya bir başka sivil giyimli bayan girdi. ifade verdiğim bayana bir şeyler soruyordu ve bana dönüp;

- sizi saygıya davet ediyorum.
+ pardon anlamadım.
- şu an mahkemedesiniz ve karşında bir hakim var. Ellerini cebinden çıkar.

Bir anda şok olmuştum. Böylesi bir kabalık ve aşşağılayıcı tavırla hiç karşılaşmamıştım. O an çok sinirlendim ve;

+ kusura bakmayın ama sizin hakim olduğunuzu gösterir bir tarafınız yok. Cübbenizi giyin, o zaman sizin mekanınızda biraz daha dikkatli olmaya çalışırım.

Kelimeler ağzımdan sıcak bir alev gibi çıkarken bu alevin yüzüne vurduğu zatın yüz ifadesi tokat yemişe döndü. Bu lafın altında kalmayacağı kibirli yapısından ve kaba oluşundan belliydi. Aynı tavrını devam ettirmek istese de kelimeler ağzından kekeleyerek çıkmaya başladı. Kendi memurları önünde küçük düşmüştü bir kere. Devam ettim;

+ ben de inşaat yüksek mühendisiyim, o zaman sizde bana saygı gösterin ve oturduğunuz sandalyeden kalkıp aynı izhada konuşalım.

Sonuçta, ifade verdiğim odaya benim gibi haklı veya haksız yere bakaya düşmüş gariban halkımın insanları ifade vermeye geliyordu. Onların hepsi de mahkemeden ve askerden korkan insanlardı. Ağına düşürdüğü herkese bu şekilde aşağılayıcı davranmayı alışkanlık edinmiş bir yargı mensubunun bu olay sonrasında insanlara karşı daha dikkatli davranacağı düşüncesiyle oradan ayrıldım ancak, karşılaştığım şok edici davranış sokakta yürüken hala dizlerimi titretiyordu.