bugün

rapor alıp vizeye ya da finale girmemek

hastalık, kaza, bir yakının vefatı vs. gibi ciddi nedenlerden dolayı karşılaşılan durum.

lâkin tutkuyla sevdiğim yalnız ve güzel ülkem türkiye'nin üniversitelerinde okuyan öğrencilerin bir kısmı*,
"bütün gece çalışıp, sınavın .mına korum lan!!!" nidalarının işe yaramadığını anladıkları zaman, kopya çekmeyi ya da rapor alıp maçı uzatmaya götürmeyi çıkış yolu olarak görmeye başlar.

evrenkentlerde ilk seçenek daha çok rağbet görsede, kopya çekmeyi beceremeyen bünyeler ikinci seçeneğe yönelir.
ikinci seçenekçiler genellikle sınav günü sabahı koşa koşa kendilerini en yakındaki sağlık ocağı veya hastahaneye atıp, durumu doktora shrek'teki çizmeli kedi bakışıyla** anlatırken bulurlar.

görsel

tabii iş rapor almakla bitmez. hocalar bu durumun genelde suistimal edildiğini bildikleri için, derin düşüncelerle ve önyargılarla hazırlar o mazeret sınavlarını. aldığınız o raporu rulo haline getirip, koyarlar sınav kağıdının üstüne.

hatta bir hocamız bu rapor alıp sınava girmeme işi hakkındaki duygu ve düşüncelerini şöyle dile getirip,
mavi ekran vermeme neden olmuştur:

"sakın kimse mazeret sınavında karşıma çıkmasın.
başka gün hasta olun, başka gün kaza geçirin, üçüncü şahıslar başka gün ölsün!!"

(bkz: e sen komik değilsin ki bilakis kırıcısın sen)

bulaşmayın, bulaşanları uyarın.