bugün

feminist

kadını sözde esaretten kurtarmak adına ekonomik cendere içine hapsetmeye çalışan akımın savunucusu.

her şeyi tek cümleyle muhteşem özetleyen üstad şöyle der: "Feminizm, eskiden hayatını evinde kazanan kadına pazarlarda iş bulma davasıdır." peki iş bulan, kariyer yapan, ekonomik özgürlüğünü kazanan mutlu mudur? kapitalizmin sözde feminizm adıyla dayattığı bu durum kadına gerçekten mutluluk getirmiş midir? aksine aile şuurunun çökmesine neden olmuştur. çocuklar anne sevgisiyle değil de kreşlerde büyümek zorunda kalmıştır. kadın evinde yemek yapmayı amelelik olarak görürken, kariyer uğruna patronların ayakçılığını yapmayı meşru kabul eder olmuştur.

cinsler fiziki, psikolojik olarak eşit değildir. eşitlikten bahsedilecekse bunlar şeref, haysiyet, onur yönünde aranmalı. her anlamda eşit olduğunu savunan kadınların erkeklerden incelik beklemesi ise ayrı bir muammadır.

sözlükte de vardı böyle bir rüzgar; (bkz: #5079545)