bugün

babayaro

dün gece saat 2 gibi, telefon çaldı. tanımadığım bi' numara...

açtım, tanıdık bir ses; hıçkıyor. ne, ne oldu demeden anladım; bu babayaro'ydu.

dedim nooluyor? ağlama bi, yakışıyor mu kaç yıllık topçusun, hatta ağıra gittim erkek adam ağlar mı lan! dedim.

sustu bu, ufaktan hıçkırıklar devam etti ama...

dedim nooluyor? sonra durdum, bunu ikinci kez söylemiş olmam, artık susmamı ve o'nun derdini(?) dinlememi gerektiriyordu.

anlattı bu da. daha geçen sormuştum buna poker masasında, ne iş; milli takıma almıyorlar artık seni falan diye... tanju çolak da fikir yürütmüştü sonrasında falan...

meğer işin aslı öyle değilmiş, öyle dediysem, ortada bi' fikir yoktu. öylesine gevelemiştik...

ah bu babam! diye iç çekti. babamın yüzünden alınmıyorum millî kadroya!

hoppala dedim, ne alaka?

meğer türkçe öğrenen antrenör, babayaro'nun adının yıllar yılı geyiklerde döndüğünü fark edince, milli kadronun selameti ve marka değeri için takımdan kesmiş...

dert ettiğin şeye bak! dedim, sustu bu nihayet. kafam şişmişti zira.

bundan sonra adın mustafa yaro olsun dedim, çok darda kalırsan baba mustafa deriz olay biter dedim. güldü, ha şöyle dedim babacan bir edayla. şimdi kapat artık uyu gavat maça nasıl çıkcan hafta sonu diye de ekledim...

daha bir güldü, ortam şenlendi... fazla mı gülüyordu ne? birden sarsıldım, kafamı duvara çarpmıştım!

telefona uzandım, gelen mesaj sesiydi gürültünün sebebi. sabahın 8.30'unda mesaj atma cesareti ise bir tek o'nda olabilirdi...

evet, avea...
güncel Önemli Başlıklar