bugün

yalnız yaşamak

koskoca bir evin içinde* at koşturmak bu.

istediğin gibi dağıtabiliyorsun. istediğin an topluyorsun sonra. istersen günlerce temizlik yapma, istersen her gün yıka-yağla. laf eden, karışan kimse olmadığı için tamamen sana ait tüm kararlar.

duvarlar mor mu olsun? boya gitsin. kanepeyi istemiyor musun artık? at gitsin. bugün yemek yapmak gelmiyor mu içinden? e yapma!? kek, börek yiye yiye gebermek mi istiyorsun? hadi o zaman! çılgınca dans et, kalça çıkığı olmuşcasına. saçını kes salonun ortasında, kökünden hem de. olmadı, gitar çal, yeni besteler yap bi boka benzemeyen. bağır çağır söylemene bile izin var! ağzını açıp da "ne yapıyorsun sen ya?" diyecek bi allahın kulu yok ortada...

bunlar süper hagaten. lakin iş faturaları ödemeye gelince de ses eden yok. temizlik yapılırken işin ucundan tutulması gerektiğinde de. kediyi beslemesi için birinin erken gelmesi gerektiğinde de kimse yok ortada. film izlerken yorum yapıp çene çalabilecek kimse de...

her şey bir tek sana ait! güzel geliyor baştan -ya da uzaktan- ama zamanla* can yakıcı olmaya başlıyor yalnızlık. bu benmerkezci hayat bunaltıyor insanı. fakat öyle bir alışkanlık yapıyor ki kimseyle yapamaz oluyorsun. ailenle, dostlarınla, sevgilinle bile... garip bişi nitekim. evet.