bugün

adnan oktar

insanın kaderinin doğuştan belli olduğu, bunu değiştiremeyeceği hususunda kendisiyle hemfikir sayılırız. Öyle ki, ne ana babamızı, ne doğacağımız koşulları, ne bedensel özelliklerimizi ne de karakterimizi belirleyebiliyoruz. Ancak...

Yaratıcı bizi istediği şekilde yarattı; inanan insan da inkar eden insan da onun takdiriyle öyle davranıyor. Peki o halde onun takdiriyle kendisine inkar eden insana cehennemde ızdırap çektirmesi biraz sadistçe gelmiyor mu?

Öyleyse, ya bu insanlar bizim gibi insan değil, yani hesap vermekten muaftırlar veyahut kendilerine yaptırılan eylemlerden sorumlu tutulurlar ki, bu da kendisinin kontrol ettiği bir kuklanın neden öyle davrandığını sorgulayan ve hesaba çeken bir kuklacı yapmaz mı yaratıcıyı?

Eğer hala ikna olamıyorsanız niçin ikna olmadığınızı bir düşünün. Bir kişi ne olursa olsun kendisine uyumsuz gelen bir görüşü, ne kadar mantıklı bir şekilde izah edilirse edilsin, anlamak istemeyince anlamıyor. Bugün ne olursa olsun her görüşün delilleri de aynı düzeyde etkileyici. Bunlardan birini anlamamak insanın doğasında var, insanın kontrolünde değil. Görüşünün değişeceği bile insanın kontrolünde değil. Sadece bize geliyor, biz de yapıyoruz. Tercihlerimiz de aynı şekilde olmuyor mu? Bize yakın geldiği için o görüşü savunuyoruz. Peki bize neyin yakın geleceğini kontol edebiliyor muyuz?

Bizi tatmin eden şeyler yapmak hoşumuza gitmiyor mu? Onları yapmadığımızda duyduğumuz acı eninde sonunda ağır basıyor ve fikrimizi değiştiriyoruz. Peki, bu acıdan fikrimizi değiştirmeden kurtulabiliyor muyuz? Yani burada acının yok olduğu falan yok, acıdan kaçış var.

insanın kendini geliştirip kişiliğini 'kendi' oluşturması neden mi yalan? Peki niçin her insan kendini geliştirmek istemiyor? Neden geliştirenler de farklı alanlarda geliştiriyor? Bu isteğinizi kontrol edebilir misiniz? Birgün içinizde varolan bir isteğinizi yapıp yapmayacağınızı önceden bilebilir misiniz? Bugün sadece 'yapmam/yaparım' şeklinde yanıtlayacağınız bu soruya başka bir gün de aynı yanıtı vereceğinizi nereden bilebilirsiniz? Şayet bilirseniz bu, geleceği bilmeye ve dolayısısla yine külli/cüzi iradeye inanan biri için inandığı Allah'a karşı gelmek değil midir?

Saygılar..