bugün

ruhsati

Ruhsati Sivas'ın Kangal ilçesinin Deliktaş bucağında yoksul bir ailenin çocuğu olarak 1856 yılında doğmuştur. 1899 yılında gene köyünde ölmüştür. Asıl adı Mustafa'dır. "Ruhsati" takma adından önce, sırasıyla "icadi", "Cehdi" takma adlarıyla da şiirler söylemiştir. Ancak ününü, etkisini "Ruhsati" takma adıyla söylediği şiirlerde göstermiştir. 16 yaşına dek köyünde kalmış, Kusuri'nin saz çıraklığını yapmış, Feryadi'den okur-yazarlık öğrenmiştir. Bektaşi tarikatına katılmıştır. Ruhsati dört kez evlenmiştir. ilk eşi Mihri, ikincisi Fatma, üçüncüsü, Ayşe, dördüncüsü Mühimme'dir. 23 çocuğu olmuştur. Zamansız ölümlerin de etkisi olduğu anlaşılıyor bu çok evlenmelerde. Aşık Minhaci, en yetişkin oğluyken, onun da ölümünü görme bahtsızlığına uğramıştır. Ruhsati, yoksul bir ailenin çocuğu olarak, üstelik yetim öksüz yetiştiği için, dahası yaşamı süresince de güvenlikli, erinçli bir yaşama ulaşamadığı, günleri yaşlarla dolu geçtiği için, çeşitli işlere yönelmiştir. Bir yandan Anadolu'da sazıyla dolaşmış, şiir söylemiş, duvarcılık, değirmencilik yapmıştır. Aşık Mesleki ile birlikte köy köy dolaştığı anlaşılıyor. Ruhsati, bir Bektaşi dervişidir. Gizemcilikle ilgili öğretici şiirlerin yanısıra, özellikle biçimsel yalınlık, söyleyiş ustalığı, geleneksel halk şiiri geleneğini koruyarak söylediği koşmalarla büyük ün kazanmıştır. Etkinlik, saygınlık elde etmiştir. Toplumsal olaylar karşısında taşlamacı, iğneleyici dizeleri, şiirleri de özellikle dikkati çekiyor.
Özetle, saz şiiri geleneğini bozmadan, arılığını yitirmeden gizemciliğin özelliklerini de bir kıyıya itmeden, çileli geçmiş yaşamına karşın toplumsal taşlamacılığını da bırakmayan, hem çağının, hem halk şiirimizin önde gelen sayılı ustalarından biridir Ruhsati.
*