bugün

şekilcilik

genel mana da sekilcilik önyargiyla kolkola yürüyen bir kavramdir. birtakim sekiller, birtakim düsünceler cagristirirlar. bu cagrisim eger cok güclü olacak olursa, o sekle sahip bir bireyin o düsünceleri tasimiyor olmasina ragmen o kalipta görülecegi muhakkaktir. örnek- avrupa daki türk düsmanligi. adamin kara kafali olmasi yetmektedir, cogu kez kimse onun "cok ünlü bir beyin cerrahi" olmasiyla ilgilenmez. (gazi yasargil´in söylemleridir bunlar).

bunun disinda, türban takan kadinlarin da kendi iclerinde cok degisik özellikler tasidigini özellikle almanya ortaminda görmekteyiz. almanlarin sekilciligine sirf gicik gitmek icin türban takan sahislar var almanya ´da. hatta birisiyle yaptigim bir muhabbette kadin resmen allah´a fazla inanmiyor, kaderi mesela reddediyor, ama türban takmakta. yani seklen "asiri dinci" olmakla birlikte icinden aslinda hicbir ilgisi de yok.

ya da bildigimiz gibi albert einstein, acayip yahudi meraklisi bir adamdi. yaninda calisarak kariyer yapacak adamlari titizlikle yahudilerden seciyordu. onun gibi bir adamin böyle bir takintisi olmasi cok enterasandir.

sekli cok harika olup da ici cürük, ya da sekli cürük olupda ici hic de öyle olmayan bir sürü insan bu "sekilcilik" furyasinin kurbani olmaktadir, her bireyin kafasinda ne kadar sekilci oldguunu tartmasi, belki de dünya barisina yapilabilecek en büyük katki olur.

bu verdiklerime, daha coook yeni örnek katilabilir.