bugün

baba olmak

osuruk ya da geğirme sesine sevinebilmektir baba olmak. çünkü kucağındaki insan yavrusu o hain gaz kütlesini çıkarabilmek için dakilardır mücadele etmektedir. ve o büyülü ses duyulur. ardından ordusu zafer kanamış bir komutan edasıyla baba kükrer "assssslanım benimmm.."

**

bildiğin bok ile gurur duymaktır.

"valla bizimki öyle tavşan gibi değil mannnda gibi sıçıyor arkadaşım. errrkek adam o...di mi oğlum, di mi koç yumurtam?"

"gııı.."

"assslanım benimmm.."

**

sabah işe gidememek, akşam işten nasıl erken kaçarımın hesaplarını yapmaktır.

ilk "anne" deyişini hem coşkuyla karşılamak hem de içten içte kıskanmaktır baba olmak.

kolik sancılarında sırf uyusun diye mahallede arabayla onlarca tur atmaktır.

arabada uyuduğu zaman uyandırmaya kıyamayıp annesiyle arabanın içinde öyle beklemektir hava güneşli ve sıcakken.

anne olmak belki daha ilk mide bulantısıyla başlarken, baba olmak asıl doğduktan 7-8 ay sonra başlar. çünkü o zaman bilir babayı, o zaman tanır. o zaman alkışlar seni eve gelince. o zaman sesin kucağından başkasına gitmek istemez. o zaman onunla resimli kitaplara bakabilir, topları attiiii yapabilir, arabaları eeenn eennn sürebilirsin parkenin üstünde.

o zaman emekleyerek senden kaçmak en sevdiği oyundur çünkü.

ilk saklambaçlarını o zaman oynarsın.

ve ilk havuz sefasını ilk kez o aylardan sonra yaparsınız baba oğul.

sen, o ve sarı ördek.

* *

velhasıl mirim;

baba olmak eğer farkındalık ile yapılırsa dünyanın en büyük keyfi ve en büyük sorumluluğudur.

"bir şey hem bu kadar güzel, hem bu kadar zor nasıl olabilir?" diye sordurandır baba olmak.

öyledir.