bugün

bir bulut olsam

öncelikle diziye ilişkin daha önceki yazılarımı takip etmenizde fayda görüyorum;

(bkz: bir bulut olsam/#5075506)
(bkz: bir bulut olsam dizisindeki mustafa karakteri/#5075437)

şimdi bunların okunduğunu varsayarak yeni tespitlerle sizi başbaşa bırakıyorum.

dizinin 05.05.09 tarihinde yayınlanan son bölümünde göze çarpan ilk gelişme bir bulut olsam dizisindeki mustafa karakterinin yargılanma sürecidir. çeşitli entrikalarla mustafa'nın leyhine döndürülen bu dava, narin'nin rasyonel hareketiyle bir anlamda son bulmuştur. narin verdiği ifadeyle tutuksuz yargılanan mustafa beraat etmiş gibi görülüyor. narin'nin bu davranışını sorgulayan doktor ömer hiç beklemediği bir cevapla karşılaşır, bu tıpkı doktor ömer gibi bizim de hiç beklemediğimiz bir cevaptır. ''ben mustafayı değil hayatımı kurtardım.'' diyen narin bu ifadesinin altında yatan rasyonaliteyi gözler önüne seriyor. doktor ömer'in ''keşke bu aşk oyununda beni kullanmasaydın.'' serzenişti de köyümüzün mayın avcısı doktorunun narin'e olan aşkını gösteriyor.

doktor ömer'in bu aşk belirtilerinin yanında narin tam mustafa'nın arabasına binecekken aniden gelen öğretmen de garip bir çıkışla ''kendine iyi bak narin!'' diyerek bize neler oluyor lan gibisinden şeyler hissettiriyor. allahtan o sırada mustafa da orda ve bizi sakinleştiriyor: ''sen de kendine dikkat et yoksa ezilirsin.'' cülesiyle. biz tam doktor ömer'in aşkıyla sarsılmışken öğretmenin bu çıkışı ikinci bir şok yaşatıyor. üzerimize resmen soğuk su döküyor. kendimi bir an mart ayında birbirlerine inleşen kediler gibi hissetmişken üzerime soğuk su döküyor resmen bir apartman sakini. bu aşk hikayesine döneceğim birazdan.

doktor ömer haliyle yedirememiştir bu dava olayını, narin'nin ifadesini. mayın temizlerken komutan/askerle dertleşiyor ve askerin verdiği cevap bir hayli düşündürücü; ''
sen bu kızın hayatta mı kalmasını istiyorsun yoksa senin yanında mı olmasını?'' eveet, işte böyle. doktor resmen sarsılıyor. artık rasyonelitesini kaybetmek üzere doktorumuz.

derken narin ve öğretmeni arasındaki yakınlaşma göze çarpıyor. sokakta gezerlerkene dondurma yemekte olan çocukları gören ikilimizden öğretmen olanı soruyor, ''dondurma yer misin?'' fakat sokakta dondurma yemek nedense mardin halkı tarafından oldukça yadırganan bir eylem olduğu için narinbu muhafazakar halkın henüz sokakta dondurma yiyen kadına hazır olmadığını belirtiyor. artık evinde ders çalışmakta olan narin'i ziyarete gelen doktor bakın neler getirmiş, kakaolu, fındıklı ve sadedondurma. su bile getirmiş cefakar öğretmenimiz narin kızımıza, dondurma yedikten sonra içsin diye. artık iyice göze çarpmaya başlıyor narin kızımıza öğretmenin duyduğu aşk. e daha önceden doktor ömer'in aşkını da biliyoruz zaten, mustafa'yı söylemeye bile gerek yok. ne olacak bu aşk üçgeninin sonu? hadi bakalım hayırlısı.

asiye hanım kızımızın ''öğretmene varamadım naylon çorap giyemedim'' türküsü bir anlık yüzümüzü güldürse de dizinin geneline hakim olan matem havası etkisini eksiltmiyor.

diziye ilişkin bir başka enstantene de mustafa'nın narin'le daha sık konuşabilmek için ona aldığı cep telefonunu öğretmenin aramasıdır. bu küçük ayrıntı dizideki aşk üçlemelerini gözler önüne seriyor.

bir sonraki bir bulut olsam bölümünde görüşmek dileğiyle.

edittir: doktorun adı ömer değil, serdarmış. öğretmenin adı da serdar değil ömermiş. ben kimim ne oluyor? burası neresi?

ikinci edittir: öğretmen'nin adı serdar değil, ömer değil, harun'muş. aslında zeki müren de bizi görürmüş, bi de hepimiz istersek olur.