bugün

anayasanın dördüncü maddesindeki gizli tehlike

yoktur boyle bir sey. dorduncu maddede o maddenin degisitirilemeyecegine dair bir ibare olmasi yersiz olurdu. bahsi gecen madde ilk uc maddeyi korumakadir, koruyucu madde zaten degistirilemez; bu hukuksal cerceveden bakildiginda bir gercek. duz mantikla bakmamak gerek. tehlike aranacaksa maddeye bakmak buzdaginin gorunen kismina bakmaktan baska bir sey degil zaten. ilk uc maddeyi degistirmek gibi bir yola bas koymus bir adam dorduncu maddeyle neden ugassin ki... o is oyle olmaz zaten, madde degistirmekle rejim mi degisir.

ama kisisel dusuncem maddeleri koruyan bir maddenin pek de gerekli olmadigi yonunde. anayasayi degistirebilecek bir cogunlukla iktidara gelenler zaten anayasayi pek de takmamaktadir, zira arkalarinda halk desegi var dusuncelerine gore. ornegin ben ilk uc maddeye baktigimda bayrak ve milli mars haricinde su an pek de gecerlilikleri kaldigini maalesef goremiyorum, sekil olarak varlar. ataturk milliyetciligine bagli olmayan, toplumu huzursuz, insan haklarina saygisi olmayan, milli dayanisma ve adalet duygusu yerlerde, milleti kutuplastirilmis, turkce oldurulmus, padisahlik gibi yonetilen bir ulkede degil miyiz, bende mi bir sorun var yanlis goruyorum. makamlar seklen yerinde olsa ne olur yahu.

ayrica maddelerden ziyade anayasayi total olarak kim koruyacak; yargi ve ordu. etkisizlestirilen veya etkisizlestirilmeye calisilan yargi ve ordu. bu sekilde dorduncu maddeyi degistirmeye gerek de kalmayacaktir. rafa kaldirip yerine istedikleri kitabi koyuverirler.