bugün

karaduvar

"Niçin"

Yanlış bir öyküde yalnız bir yaşam... Yalnızlıkta ölesiye ısrar ederek yanlışları kabullenmemek... Ölesiye sitem etmek tüm sevgilere... Bizi biz yapan yapı taşlarımıza sırt çevirmek... Yüzümüzü ardına çevirip deli taylar gibi koşmak... Belki de kaçmak yüzleşmelerden... Yenilmekten korkmak... Ya da sonunda kazanmak bile olsa hatasız olduğumuz varsayımına ters düşmemek... Her yükleme ağır başlı ama dik mazeretler yüklemek... Acılara acı acı gülmek... Soyutlamak kendini nefes alan dünyadan... Aşkla doğduğu halde aşkına inatlaşmak... Gururla kabuk tutmak... Hırslara yenilmek amansız... Birer birer yitirmek tüm kaleleri... Zafer planları yaparken yitirmek... Önce kendini, sonra değerlerini yitirmek hazin hazin... Acıklı bir öyküye başrol oyuncusu olmak bilmeden... Elimizdekilerin anlamını bilmemek... Mutlu bir şarkı güfteleme çabasında acı bir şarkıya konu olmak... Nefes alamamak yavaş yavaş... Tüm olumsuzluklarla birlikte yanlışlara daha fazla sarılmak... Gurur denizinde boğulmak... Güneşi ardına alıp gölgede kaybolmak... Bir üçgenin köşesine sıkışmak ya da bir çemberin etrafında dolanıp sürekli aynı noktaya varmak... Duygu sömürüsünün orta yerinde önce kendini sömürmek... Kurguya ve yalana önce kendini inandırmak... Sonra da dikine çıkmak yokuşu... Ucunda bir uçurum olduğunu bile bile hızla koşmak... Sonra da atladığında yaradılışına ters düşmek... Kanatsız bir ruhun tanrısına isyan etmek... Özünden şaşmak... Asi olmak... isyankar olmak... Popülist bir gidişin dönüş biletini kaybetmek... Neleri kaybettiğini anlayamamak... Kendine güvenememek... Savaşmak yerine isyanla dolu kaçışlara aldanmak... Ucuz yoldaşlar aramak kendine... Varlığına düşman olmak... Zirveyi hayal ederken en dipte olduğunu bile fark edememek... inadına inatlaşmak... Kendinle inatlaşmak...

Peki niçin? Sonuçlarla uslanmayan deli gönlü inadına acıyla kertmek niçin? Yolunu seçme yetisinden uzak gidişini ders almalardan yoksun bırakmak niçin? Yitirmeleri yitirmek beklerken bizi, yitirmelere müptela olma gayreti niçin? Işık tutan dostlarımızı ahmak rüzgarlarda karartma gayretimiz niçin? Dirhem dirhem tüketerek umutlarımızı, kahpe aldanışlara kanışımız niçin? Kan kokusuna azılı yoksunluklara varlığımızı yem edişimiz niçin? içimizdeki çocuğu nefretle yüklemek niçin? Onu büyütmek bile aptallıkken, nefretle bir bilinmeze esir etmek de niçin? Esaretin koynuna hediye ettiğimiz benliğimizi kaybetmeye ısrarımız niçin? Çıkış yollarını dikenlerle dolduruşumuz niçin? Niçin sevmelere uzak kalışımız ve sevmelerden kaçışımız? Gelgitlerimiz niçin? Tek yürek bir birlik olmaktansa yalnız çoğunluğa kaçışımız niçin? Yüreğimizi unutuşumuz niçin? Her kalp atışındaki korkuşumuz ve celallenmemiz niçin?

Sevdikçe yaşamaz mı insan? O halde yaşadıkça sevmek yerine kin doluşumuz niçin? Koskoca dünyada bir başımıza acılar denizinde boğuluşumuz niçin? Bunca hatadan sonra gözyaşları döküşümüz niçin? Gururla kanatlı kibirimizi gözyaşıyla süslemek de niçin? Hakir gördüğümüz her cana sızı yaşatma arzusu da niçin? Acıyı var oluşumuzla değil, benliğimizle yaşamanın onurunu reddetmekle hak etmedik mi? O halde tertemiz insanlara bunu yükleme gayretimiz niçin? Niçin, kimin için?

07.08.2007
12:46:55
Uğur Yaman