bugün

erdoğan ın derin devlet adamı olması ihtimali

7 haziran 2015'teki genel seçimlerin sonuçları açıklanırken devlet bahçeli o günkü muhalif tavrıyla çelişen ve herkese çok acayip gelen bir tavırla, koalisyona kapıyı kapatmış, ülkenin tam da erdoğan ve akp'nin tek parti tahakkümünden kurtulmasının hemen öncesinde neden böyle davrandığına bir anlam verilememişti.
öyle ya, 9 yıl geçti ve akp yeterince ülkede yıkım yaptı; derin devletin aktörü olduğu söylenen bahçeli bu noktada su koyvermezdi...

ekonomide inceden tekleme emareleri başlamış, fetö henüz fetö olmamış; 15 temmuz'a bir yıl var, muhalefet gelse bile erdoğan cumhurbaşkanlığı zırhına sahipken doğudaki kürt açılımı güçleniyor, gezi olaylarından yılgın bir ötekileştirilmiş grubu var ve bu ortamda çıkabilecek kırılganlıklar muhalif bir koalisyona kesilebilir miydi?
yakın dövüş ustası bahçeli, fetö mertebesine çıkmakta olan cia güdümlü cemaati erdoğan'dan iyice ayırmak, arada erdoğan'ı koruma altına alıp-ki henüz bilinmiyor ama bir 15 temmuz olacak ve erdoğan o an gezi'den sonra ikinci kez can korkusuna kapılacak-derin devletin elindeki en kullanışlı argüman haline getirecek hamleyi yapar. erdoğan’la derin devlet arasında aracı olur, ruzi nazar’dan beri türkeş’le birlikte bağlı oldukları ekole göre makyavelist tüm mekanizmaları harekete geçirir.
herkesin anlamakta zorlandığı olaylar silsilesi başlar, bahçeli azılı düşmanı erdoğan’ı kutsar, doğuda operasyon üstüne operasyon, ülkede 15 temmuz, sonrasında cemaatin ordudan ve sivil hayattan tasviyesi, politikacıların rehin alınması, kargaşa, kaos; bulanık suda avlanmaya çalışan bir sürü organizasyon…

türkiye cumhuriyeti devleti’nin ıslahat hareketleri; 3. selim’in cılız, 2. mahmut’un nispeten başarıya ulaşan, 2. abdülhamit dönemindeki tezlere üretilen antitezlerle keskinleşen, ittihatçılarla şekilcileşen ama mustafa kemal atatürk ile aydınlanma meşalesiyle taçlandırılan çok şanlı bir hareketler topluluğu…
1970ler’in sonunda jimmy carter’ın yeşil kuşak projesi ile birlikte sovyet tehlikesine karşı ürettiği islamcı harekete karşı türkiye çok yıpranmaya başlar, bu işin daha da çığrından çıkması, opus dei tarzı bir yapılanma olan cia destekli cemaati ülkede daha da güçlendirir, condoleezza rice’ın adamı okumuş ahmet davutoğlu’nun ön adam olacağı ılımlı islam, yokluk ve çaresizlikle sınanarak bilenmiş, herşeyi yapabilecek durumdaki erdoğan’ın pervasız çıkışlarıyla başka bir yola evrilir.
devletteki islamcı yönelimi doğudaki kürt hareketiyle birlikte yoketmek isteyen derin devlet de planını yapar; öncelikle güçlendirilecek, cemaate herşey yolunda sinyali verilecek, amerika tamamen güdümünde sanacak, böylece istihbaratın alttan yürüttüğü operasyonlara çok yüklenmeyecek, vb…

15 temmuz olur, devletin içine kadrosuzluktan siyasal islamcılar tarafından yerleştirilen cia yönlendirmeli fetö tasfiye edilir. politik uzantıları da esir alınır; hala çeşitli görevlerde gösterilirler; ancak devlet aklı onları net şekilde elleri kolları bağlı biçimde kullanmaktadır.

başkanlık gelir, ordu kendini etkisiz gösterir, halka nefes alamayacak kadar zor durumda kalması için her türlü argüman gösterilir, siyasal islam hareketi bu soluksuzluk döneminde diğer bütün yan aparatlarla birlikte, adnan oktar, menzil, ismailağa, tam tekmil ayrılıkçı kürt hareketi dışındaki tüm organizasyonlarla birlikte bertaraf olur. ayrılıkçı kürt hareketine de herhangi bir ekiple, siyasal islamcılar ya da karşıtları ile birlik olma yolları tıkanır.

devlete karşı görünen ancak temelde bu karşıtlığın çıkarlarını devşirmek için olduğunu net bir şekilde sergileyen her bir taraf net şekilde kendini açık eder, bir tek devletin sessizleşen kurumları-ordu veya sayıştay gibi-dümdüz krema altından 2. mahmut’un yaptığı gibi fonksiyonlarını ciddiyetle sürdürür.

derken 14 mayıs seçimleri gelir ki büyük bir kırılmanın yapılanmasıdır bu. devlet aklı 15 temmuz’dan itibaren sımsıkı yakaladığı ve istediği her türlü eylemini kendisi üzerinden yaptığı erdoğan’ı azledecektir. ancak toplumsal bir ikonu oluşturmak gibi onu geride bırakmak da benzer bir çaba gerektirir. bu süreçte yapılabilecek en ufak bir hata kanlı veya gelecekte kendilerine karşı argüman oluşturabilecek bir takım komplikasyonlara sebebiyet verebilir. bu sebeple bir plan yapılır ve tüm değişimlerin önce dalgayla karşılanması, sonra direnç gösterilmesi, ardından mücadelenin evrilmesi ve sonunda zaten belliydi denilerek kabul edilmesi gibi bir mekanizmaya başvurulur.

2015 seçimlerinden sonra bahçeli mhp’nin bölünerek, bir kısmının kendisiyle erdoğan’ın yanında yer almasını, diğerinin akşener, özdağ, oğan üçlüsü ile kılıçdaroğlu’nun yanında yer almasını sağladı. süreç içinde akşener bu ekibin asaleten, özdağ da yedekteki unsuru haline geldi. amaç, devlet aklının en az siyasal islam kadar tehlikeli gördüğü ayrılıkçı kürt hareketinin erdoğan’ın ya da kılıçdaroğlu’nun yanına yaklaşmasını engellemekti. 9 yıldır başarılı da oldu; şu anda gelinen noktada ne erdoğan ne kılıçdaroğlu’nun veya halefi özel’in bu hareketle herhangi bir politika devşirmesi mümkün olmadı.

özetle devlet aklı tarafında öncelikle ağır şekilde siyasal islam’ın tasfiye edileceği ve buna göre daha yumuşak perdede bir yaklaşımla ayrılıkçı kürtler’in problemlerini çözülmüş hissederek devletle barışabileceği, en radikallerinin dönüşeceği veya dönüşmüyorlarsa politikaya veda edecekleri bir ortam oluşturulması beklentisi var.
bütün bu entrika yumağına ne gerek vardı?

öncelik iç politikadan ziyade dış politikada malum. dış politika iç politika hatalarını bir iç karışıklık unsuruna çevirdiğinde, halkın bu unsurlara kapılmasını engellemek ve bunu yaparken de dış istihbarata karşı koyabilmek için sözler, manifestolar ya da en doğru idealler yeterli olamıyor. bu sebeple devlet aklı tarafından yönlendirilen iç istihbarat ve diğer tüm mekanizmaları kullanmak gerekiyor.

küçük bir düşünce egzersizi yapalım; geçen yıl 14 mayıs’ta veya 28 mayıs’ta meclisi ya da başkanlığı muhalefet almış olsaydı, son bir yılda tüm dünya ağır bir resesyona giderken 31 mart 2024 seçimlerinin sonuçları nasıl olurdu? tüm popülist eğilimine karşın iktidar elindeki tüm kozları kullandı, ancak ekonominin durumu bitik. şu anda yeni bir imaja sahip muhalefet, önümüzdeki 5 yılda muhtemelen bir başarı hikayesi yazacak; çünkü tarikat veya vakıf/dernek yapılarına gönderilmeyen fonlar halkın ekonomik tufanda paramparça olmasını engelleyecek. şu anda eldeki duruma göre devletin yabancı para borçlarını ödemek için alması gereken çok önemli önlemler var ve bunlar tabana yayılmadan karşılanabilecek durumda değil. haklı olan bu demiyorum; ancak dünya ekonomi mekanizmasında yer almayı sürdürmek için yapılabilecek tek şey bu. bu yapılırken belediyelerin sübvansiyonu ile belli kesimlerin arpalıkları kesilerek en azından halkın korkunç bir sefalete sürüklenmesine bir nebze engel olunabilir.

bundan sonrası çok zor olmaz diye tahmin ediyorum. erdoğan ikonu yavaş yavaş olumsuz örnek olarak tarihteki yerini alır, siyasal islam bir daha bu topraklara uğramamak üzere kaybolur gider; ayrılıkçı kürtler ayrılma isteklerini gitgide kaybederler. yere düşen laik çizgi hızla ayağa kaldırılır ve biz bir sonraki buhranın ne olacağını beklemeye başlarız.
avrupa’nın ortadoğu’ya tek uygar sınırı topraklarda yaşıyoruz arkadaşlar; devletler 100 yıllık planlar yapar ve bunları geçekleştirmeye çalışır. biz 25 yıllık bir devlet planı içinde yoğrulduk; ancak bu noktadan itibaren umudunuzu kaybetmeyin. devlet aklı bazen dış hareketlerle sekteye uğrar; bu durumda ulu önder gazi mustafa kemal atatürk gibi liderler ortaya çıkar ve işleri yoluna koyarlar. kendisi böyle birilerini beklemeyelim diye insancıl bir duygu ve davranış kodunu her birimizin içine işleyecek şekilde ilmek ilmek dokumuş, bugünlere yanıbaşımızdaki sıkıntılı ortadoğu’dan fersah fersah ileride girmemizi sağlamıştır.

dolayısıyla, istiklal marşı’mızın da ilk kelimesinde belirtildiği gibi, korkmayın…