bugün

hattuşaş

hattuşaş a gittim.
Hattusasın antik kent olduğu iddiası tam bir sacmalıktır.
Zaten orası bir primitif bir kaledir.
Kuş uçmaz kervan geçmez ot bitmez bir dağ başıdır. Kervan geçmez bugün bile hiçbir yolun geçmediği bir yer olduğu için tüccarların meskun olması, ot bitmez dağbaşı olduğu için çiftçilik yapan yerleşimcisi olması mümkün değildir. Eğer orası bir şehirse kim yaşıyordu o zaman? Eğer ancient aliens!in(antik uzaylı) yaptığı gibi bir iddiamız yoksa. Tunç çağında yapılan bu yerin kent olması kanaatimce mümkün değildir

Içerideki yerlesim yeri olduğu iddia edilen yapılarda ailelerin barınması kesinlikle mümkün değildir.
Oralar olsa olsa askerler için insa edilmiş baraka olabilir.

Ha keza etrafta insanların tarım yapabileceği büyük araziler yoktur. Orası ayaktayken oranın yiyeceği kesinlikle başka bölgelerden gelmektedir.

Ozetle hattuşaş, ailelerin yasadigi bir sehir değildi. Muhtemelen etraftaki maden veya ticaret yolu gibi seyleri korumak icin yapılmış veya angora yürümek isteyen birilerinin önünü kesebilecek bir askeri üs bölgesidir.

Hititlerin bas sehri olabilir ama bu kanaatimce ailesiyle beraber halkın meskun olduğu bir yer olduğu manasina gelmemektedir.

Hititlerin bas sehri olabilir ama bu kanaatimce ailesiyle beraber halkın meskun olduğu bir yer olduğu manasina gelmemektedir.

Ha keza çorumdaki müzede bilezik olduğu iddiasıyla sergilenen şeyleride şüpheli buldum, bana bileziğin taşı değilde testere gibi bir aletin dişleri olabilirmi acaba sorusunu sordurdu. O dişe benzeyen taşları bir levhanın üstüne yapıştırıp ağaç kesmeyi becerebiliyormu diye denemek isterdim.