bugün

psikiyatri servisinde yatmak

denizli pamukkale hastanesinde 3'er kere, okb, anksiyete ve depresyondan yattım.

çok güzel bir ambiyansı ve atmosferi vardı. orada kaldığım süre boyunca bana hiç zorluk çıkartmadılar. oradaki hiçbir insanla dışarıdaki gibi bir ilişki kurmadım. bu insanlar egolarından arınmış, hasta olduklarının farkında bir şekilde yatıyorlardı serviste. yardımsever bir insan olduğum için manevi anlamda yardımcı oldum hepsine. içlerinde bir abla, "yaşın biraz daha küçük olsaydı seni kızımla tanıştırırdım" dedi. bunu bir şeref olarak aldım kendime. güzel, iç açıcı, yararlı sohbetler ettik. birlikte zaman geçirdik. çoğunda dışarıdaki insanların öfkesi, hıncı, nefreti yoktu. herkes marketten bir şey alır, ortaya koyar, öyle yerdik. ablalardan bir diğeri bana "senin değerli bir yalnızlığın var, sen insanların aynasısın" demişti. insanlar kötü niyetten öyle arınmış, başkasının güzel ve iyi yönlerini öyle kayıtsızca söylüyordu ki, burası türkiye değil, olmamalı dedim kendi kendime. bir kız da refakatçi annesinin oğlu olsa benim gibi oğul isterdi dedi. bir abla başka bir ablaya "sizi hep dinleyesim geliyor", başka ablaya da "keşke psikoloji okusaydınız demişti. herkes son derece kibar ve nazikti. birbirlerini sadece 1 haftadır tanıyan bu insanlar, birbirlerinin güzel taraflarını söylemeyi kıskançlık haline getirmediler. bu manzarayı 28 yıllık hayatımda dışarıda hiç görmemiştim. istediğin zaman sigara içebiliyorduk ancak akıllı telefon yasaktı. telefon yasağının tedaviye olumlu anlamda etkisi olacağını düşünüyorum. hem de %30-40 bazında.

orada kaldığım süre boyunca, aslında bu insanların dışarıdaki insanlardan çok da farklı olmadıklarını anladım. hatta dışarıdaki insanlardan daha iyiliksever, güzel insanlardı. bence sorun içeride değil, dışarıda. bu insanların psikolojileri bozuk ancak dışarıdaki insanların çok daha büyük problemleri var. aşağılık kompleksi gibi. hastanede çoğunluk kendisiyle barışmış bir vaziyette takılıyor. dışarıda insanlar sinirli, öfkeli, mutsuz. içeridekiler daha mutluydu. genel olarak dışarıdaki insanlardan daha insandılar.

taburcu olduktan sonra gördüklerimi anlatmaya çalıştığım, kendisinin zeki olduğuna inanan bir kızın tepkisiyle kendime geldim sonra. beni çok sevdiklerini söylediğimde, bana bir eleştiri getirdi aniden. o an o kız gözümden bir hayli düştü. bizim ülkemizin en büyük sorunlarından biri, iyi ve güzel şeylere onların iyi ve güzel olduklarını söylemek yerine eleştirip aşağıya çekmeye, insanları mutsuz etmeye çalışmak

bu en son gidişimdi. ilk gidişim de bir o kadar güzeldi. hatta o kadar çok beğendim ki ortamı, hiçbir şeyim yokken 2. defa isteğim dahilinde yatmıştım.

ailem beni ilk kez yatıralım dediğinde çok büyük tepkiler göstermiş, hiç istememiştim. 3 kez yattıktan sonra şunu söyleyebilirim ki, dışarıda bir çok yerde olmadığım kadar mutlu oldum psikiyatri servisinde.

eskiden psikolojik ilaçların insanları iyi etmediğini düşünürdüm, 3 kere yatınca düşüncem değişti. ilaçlar işe yarıyor. ama yanında bazı şeyler götürüyor senden.

psikolojiye ilgili bir insan olarak bazı hastalıkları yerinde görme fırsatını da yakaladım. tedavi için gittiğim yerde, tedavi dışında bir çok şey kattım insanlara, bir çok gönül yaptım ve bir çok şey öğrendim. manevi pragmatist tarafımı sonuna kadar kullandım.