bugün

karaduvar

"kahvenin kahpesi yeşile mezar"

Sökülürken fazlasını yitireceğimi düşünmüştüm ama bu kadarını tahmin edememiştim. Kolay sandığım birçok şey nasıl da düşüm oldu pembesinden yoksun. Nasıl da kirlendi gölgesini gününe katarak.

Ela gözlü dualarla beslediğim iyi niyetim nasıl da sömürüldü. Nasıl da renklerini çaldılar gözlerimin. Nasıl da yabancılaştı her şey. Sızısı benliğimde solo atarken inleyişlerimi duymadı bu sefer kimse. Duyduğum her ses ise yabancı geldi. Belki korkumdan, belki de kalbimin kırıklarından. Aralarından yeni umutlar sızdıramayacak kadar körü körüne ne kadar da bağlıymışım. Nasıl da safmışım. Ne kadar ahmakmışım hep iyi niyetler üretecek kadar… Beddua etmemek için dua etmek gerekmediğini can kırıklarımda yalın ayak dolaştığımda anladım. Ve işte o zaman kayboldun asıl.

Hor kullandığın ruhumdan bir canavar yarattığını sandım önce. Sevgiyle bakan gözleri yaşarttığımda hüznüme ekledim acılarını. Hüznümün kinlenmesinden korktum. Kabuk bağlaması ve kinimi de kabuğun içinde boğarak öldürmeyi, bir sabah uyandığımda her şeyden kurtulacağımı düşünerek avuttum kendimi. Bebek ölü doğdu! Yitişini göremedim olumsuzluklarımın. Dil yaralarının iltihapları uzak mesafelerden arsız kuşlarca tırmaladı kulağımı. Kabul etmesi ne kadar zor olsa da asıl o zaman tükendin.

Severken bile itiraf etmekten korktum önce kendime. Yeni bir güne merhaba diyemeyişim de bundandı. iyi de olsa kötü de olsa yeni bir merhabaya ne kadar da susamıştım oysa. Tekerrürler ve ihtimaller denizinde gömdüğüm sadece umutlarım değilmiş. Sonsuza dek kaybettiğimde anladım. Acınası heybetimin devasa gölgesinde soğudu dünyam. Üşüdü ruhum. Bu sefer giden olmadan uzaklaştı beklediğim. Biz dururken dünya döndü ve aldı götürdü. Her şey bir zamanlamaymış. iyi de olsa kötü de olsa sadece zamanlama. Öğrenmenin başka yolu olmadığını doğru yolu kaybettiğimde anladım.

Zaman hep acımasız. iyi de olsa kötü de olsa yaklaştığı şey sadece sonlar iken bitmesine izin vermediği tek şey gözyaşlarımdı.

Hıçkıra hıçkıra hüzünlenirken gülüyorum bazen. Ölümümden dönerkenki duyarsızlığın geliyor aklıma. Oysa nasıl da sakınırdım seni kendimden bile. Şimdi hepsi anlamsız birer boşluk. ince bir sızı kaldı o günden hatıra. Birkaç satır da yazı gözyaşlarına bulanmış mürekkebiyle. Kazanmak çok zormuş. Sen beni yitirdin, ben de ne olduğunu iyi de olsa kötü de olsa asla öğrenemeyeceğim bir şeyi yitirdim&. Kazanacağım yenilgi de olsa başrolünde olmayı çok isterdim. Muhtemel sonları yazdım, oynadım, ezberledim. Ama yeşile boyanmadı bu sefer. Kahvenin kahpesi, yeşilin katili oldu. Toprakların kahverengi olmasına şaşmamalı.

Öylesine yoruldum ki. 500 yaşında hasta bir ihtiyar gibi ölüme açım.

26.09.2008
13:07

uğur yaman