bugün

blade runner

final cut versiyonunu izlemiş birisi olarak; insanların neden bu kadar sevdiğine anlam veremediğim, yavaş ve sıkıcı- ki harrison ford un yorumudur bu- , aynı zamanda da klişe film. yok dekard insan mıymış, değil miymiş? ne farkeder?**... aman efendim felsefe derslerinde felsefesi, mimarlık derslerinde karanlık şehir tasviri ders konusu oluyormuş. sonuç olarak sıkıcı bir film mi değil mi? ve izlenmemiş olması bir şey kaybettiriyor mu insana?
izlerken hep sonunda bir surpriz olacak diye bekledim, mesela film hep gece geciyor ya, birisi dekard'a en son ne zaman gunduzu gordugunu hatırlıyor musun demesini bekledim. emin olun daha felsefik bir son olurdu. ancak sonunda buldugum hayal kırıklıgı oldu; polis sucluları yakalıyor ve bitiyor.
ha bu olumsuz yorumlarım 2009 yılının konjonktüründen kaynaklanıyor olabilir. bu gune kadar gerçekten güzel bilimkurgular izledik, beklentimiz yukselmiş olabilir, belki 1982 yılı için bir çıgır açan filmdi, o zamanlarda gelecek için karanlık bir tasvir ciziyordu ve bu ilkti, battlestar'a da ilham veren replicant olayına ilk kez değinen filmdi vesaire vesaire... bilimkurgu tarihine verdiği katkılardan dolayı kendisine teşekkür ediyoruz; ancak 2009'da yasıyoruz, 1982'de değil.. o zamanlarda kült olmuş olabilir, ancak bu zamanlarda çok daha iyilerini de goren insanlar olarak yorum yapıyoruz.