bugün

ahir zaman

“ümmetim mübarek bir ümmettir, evveli mi yoksa sonu mu daha iyidir bilinmez.”

burada ümmetin ilki ile sonu arasında bir benzerlik kuruluyor. nasıl ilk zamanlar islamı yaşamak için büyük zorluklar, işkenceler çekilmiş, ilk sahabeler müşrik toplumda yadırganmış, tahkir edilmiş, kınanmış, rasulullaha mecnûn denilmiş, ona uyanlar çeşitli sıkıntılara işkencelere maruz kalmışlar. toplumda garipsenmişler, akılsızlıkla suçlanmışlar, hatta vatanlarından sürülmüşler. bütün bu meşakkatlerin, acıların, ıstırapların sevabı ve kazancı da bir o kadar çok olmuş.

işte ümmetin sonu yani ahir zamandaki müminlerin durumu da ilklerine benzeyecek ve onlara yakın olacak. ümmet ifsad olacak, bozulacak, yabancı kültürler ve sapık fikirler her yerde kendini gösterecek. böylece, islam’a sarılanlar, sünnete ve kuran’a hizmet edenler, toplumda garipsenecek, tahkir edilecek, herkes onları tenkit edecek, onlar topluma uyumsuzlukla suçlanacaklar. çoğunluğun maddi manevi engelleyici baskısı altında, zor şartlarda işlenen salih amellerin de sevabı çok olacak, zorluk artınca sevap artacak.

“Siz öyle bir zamandasınız ki, içinizden kim emredildiklerinin onda birini bırakırsa helak olur, sonra öyle bir zaman gelecek ki, o zamanda yaşayanlardan kim emrolunduğunun onda birini yaparsa kurtulacaktır.”