bugün

gecenin derinlerinden öyküler

Bir şeyler fısıldadı kulağına. Lara ise gülümseme ile gülme arası bir tepki verdi söylediklerine. O an Elif duştan çıkmış ve aşağıya inmişti. Özgür ve Lara'yı öyle görünce bir an suratı asılmıştı. Elif'in geldiğini fark ettiklerinde Özgür, ne zaman çıktın duştan, hadi hazırlan dedi. Lara da, karavanı tamir etmiş evin yakınında bekliyor diyerek üstünü değişmeye giderken Elif'i de sürükledi. Elif'e suratının neden asık olduğunda bir şey olmadı cevabını aldı. Elif biraz isteksiz biçimde hazırlanmıştı, Lara'nın zorlaması ile.

Özgür ise mahzenden bir şişe şarap ile şampanya alıp karavana koymuştu bile. Evin dışında onların gelmesini bekledi. Geldiklerinde ellerindeki ufak çantaları aldı. Elif'e neden yüzünün asık olduğunu sordu ama Elif'in cevabı yine aynı olmuştu. Karavana doğru yürüdüler. Özgür bindi önce sonra da elif ve Lara bindi. Tam kapıyı kapatacaklarken dişi kurtun geldiğini gördüler. Elif onu da aldı içeriye. Ve yola çıktılar.

Yol boyunca elif dişi kurt ile ilgilenip bir yandan da dışarıyı seyretti ve suratı asık olmaya devam etti. Ta ki Özgür'ün getirdiği o göle kadar. Orayı görünce tebessüm etmeye başlamıştı. Gölün olduğu yere kadar indiler. Ağaçların bitip kumsalın başladığı yere park etti karavanı Özgür. Lara'ya dönerek sana söylediğim şeyi getirsene diye seslendi. Lara keyifle getirmeye gitti. Döndüğünde üzerine mumları da konmuş bir pasta vardı ellerinde ve Elif'e doğru doğum günün kutlu olsun Özgür söyledi böyle de ufak bir şey yapmış dedi. Elif surat astığı için biraz utanmıştı ve kızarmıştı. Özgür ise gülerek karşılık vermiş ve o da böyle güzel bir yerde doğum gününü kutlamanın keyifli olacağını düşündüm dedi. Utangaç bir şekilde çok teşekkür ederim dedi Elif ikisine de ve mumları üfledi.

Özgür şampanyayı getirip, bu şişeyi de doğum günü kızı patlatsın bakalım diyerek Elif'e uzattı. Elif bir süre uğraştıktan sonra hem kendini hem de Lara ile Özgür'ü de biraz ıslatarak patlatmıştı. O anki hallerine güldüler. Ve sonra hadi bakalım kumsala bakın güneş batmak üzere dedi. Onlar çıktıktan sonra müzik aletini alıp geldi ve karavanın kapısının önüne oturup çalmaya başladı. Güneşin kızıla çalan rengi ikisinin üzerine vuruyordu. Müziğin hoş ritmini ruhlarında hisseden iki genç kız kendini notalara bırakıp dans etmeye başladılar. Özgür ise gülümseyerek onları izliyordu. Dans ederlerken bir yandan da ellerindeki şampanyayı yudumluyordu ikisi de. Danslarında sadece bakışmalar ve ruha etki eden görünmez dokunuşlar vardı. Bir ara özgür mola verip şarabını içerken müziğin kesildiğini bile fark etmediler. Dans ederken fark etmeseler de zaman geçmiş ve hava kararmıştı. Ay ışığı aydınlatmaya başlıyordu artık.

Ayın zarif ışığı iki genç kızın üzerine vururken, Özgür Lara'nın fotoğraf makinesini aldı içeriden. Ve kapının önüne oturup makineyi ayarladı. Lara ve elif birbirine sarılmış yavaş tonda sallanırlarken Özgür'e doğru doğru döndüler yüzlerinde gülümsemelerle özgür ise bu anı kaçırmadı ve güzel manzara eşliğinde bu iki genç kızın fotoğrafını çekti. Üzerlerine ay ışığı düşerken ve arkalarında ayın aydınlattığı göl varken yüzlerindeki sakinlik keyif mutluluk dolu tebessümün eşlik ettiği bir an. Özgür de şaraptan bir yudum alıp güzel bir doğum günü oldu dedi ve onların gülümsemelerine eşlik eden bir gülümseme kondurdu yüzüne...