bugün

the boy in the striped pyjamas

john boyne’un aynı isimdeki romanından uyarlanmış 2008 ingiltere yapımı bir Mark Herman filmidir.

Hikaye ikinci dünya savaşı sırasında yaşamış küçük bir çocuğun gözünden anlatılıyor. Film, Babası bir nazi komutanı olan bruno ve ailesinin toplama kampına yakın bir yere taşınmasıyla başlıyor. Yeni evinde yalnız ve mutsuz hisseden bruno bir gün etrafı keşfe çıkar, o sırada kampın dikenli telleri ardında yahudi bir çocuk olan shmuel ile tanışır. Yaşanan gerçekliklerden habersiz bu iki çocuk, aralarındaki dikenli tele rağmen, yasak bir arkadaşlığa başlar.

görsel
Bütünlük olarak bakıldığında anlatılan savaş sırasındaki almanya değil, tamamen değer sistemi. Ve filmin çeşitli zayıf yönlerine rağmen sonundan etikilenmemek namümkün.

Acının da dile gelme hakkı olduğunu savunan adorno, auschwitz üzerine yazılan ve yapılanları geçerli kılsa da bundan çok daha öncesinde bir tartışma başlatmıştı; “auschwitz'den sonra şiir yazmak barbarcadır”. Biliyorsunuz bu yapıtlara sanat gözüyle bakılmaması gerektiğini savunanlar da var zira toplama kamplarında yok edilen insanlara “estetik” açıdan yaklaşmaya çalışmak olanaksızdır.