bugün

Hayatımda izlediğim filmler arasında şüphesiz ki beni en çok etkileyen film. Nazi Almanya'sının filmleri çok fazla ve klişeleşmiş kurgular üzerinde dönmesine rağmen bu film farklı dostlar. Bu film gerçekten farklı. izleyin, izlettirin.
Pijama böyle mi yazılıyomus ingilizcede diye şaşırtan film. Hemen hemen her boyutuyla ele alınan 2. Dünya savaşının çocukların gözünden ele alinisini anlatıyor. Ingiliz yapımı 2008 yılında çekilmiş. Üst düzey nazi subayı ve toplama kampındaki Polonyalı yahudi çocuğunun dostluğu.
bir alman subayinin cocugunun gözün den ikinci dünya savaşı.Aşırı milliyetçiligin ırkçılıga olan kısa köprüsünü gösteren.Tarih derslerinin hemen hemen tüm ulus devletlerde olduğu çocukların beynini nasıl zehirlemek için kullanıldığını gösteren.Sonu bir hayli üzücü olan film.
insanın içinde tüm nazilere ana avrat sövme isteği uyandıran -sövüyorsunuz da-, özellikle sonu çok etkileyici film. bir nazi askerinin oğlu bruno ile yahudi schumel'in arkadaşlığını anlatır. sonu şaşırtıcı değildir, ama kesinlikle çok etkileyicidir.
olabilecek en ismiyle uyumlu filmdir benim gözümde. ismi ile müsemma. cidden adı "çizgili pijamalı çocuk" dışında bir şey olamazdı. sayılı derecede beğendiğim çocuk oyunculardan oldu çizgili pijamalı çocuk. o nasıl yüz mimikleridir, nasıl bir utangaçlık maskesidir içim eridi resmen.
--spoiler--

Çocukların ikisi de öldü, biz neden sadece bruno'ya ağladık.

--spoiler--

Yazarının başlığı henüz açılmamış. Sözlük bu halde işte. Gerekli araştırmayı yapıp John boyne başlığı açılacaktır.
film aslında sadece kurgu değil tarihi gerçekleri anlatıyor tabi anlamak isteyene filmin ilk başında o alman çocuğa ve babasına baya kızmıştım sonra tabi yahudiler ve yaptıkları aklıma gelince bu sefer hak ediyorlar diye düşündüm.gelgelim bizim türk tarihinde böyle bir olay olmamasından dolayı türk olduğum için gurur duydum.aslında spoiler tarzında şeyler yazmamak için kısaltma yapıyorum gerçek şu ki hangi milleten hangi ırktan olursa olsun çocuk çocuktur.ve son olarak ne mutlu türk'üm diyene faşist hitler ve almanlar.
film gibi filmdir.
Kategorisindeki filmlerle kıyaslandığında yetersiz bir filmdir.
john boyne’un aynı isimdeki romanından uyarlanmış 2008 ingiltere yapımı bir Mark Herman filmidir.

Hikaye ikinci dünya savaşı sırasında yaşamış küçük bir çocuğun gözünden anlatılıyor. Film, Babası bir nazi komutanı olan bruno ve ailesinin toplama kampına yakın bir yere taşınmasıyla başlıyor. Yeni evinde yalnız ve mutsuz hisseden bruno bir gün etrafı keşfe çıkar, o sırada kampın dikenli telleri ardında yahudi bir çocuk olan shmuel ile tanışır. Yaşanan gerçekliklerden habersiz bu iki çocuk, aralarındaki dikenli tele rağmen, yasak bir arkadaşlığa başlar.

görsel
Bütünlük olarak bakıldığında anlatılan savaş sırasındaki almanya değil, tamamen değer sistemi. Ve filmin çeşitli zayıf yönlerine rağmen sonundan etikilenmemek namümkün.

Acının da dile gelme hakkı olduğunu savunan adorno, auschwitz üzerine yazılan ve yapılanları geçerli kılsa da bundan çok daha öncesinde bir tartışma başlatmıştı; “auschwitz'den sonra şiir yazmak barbarcadır”. Biliyorsunuz bu yapıtlara sanat gözüyle bakılmaması gerektiğini savunanlar da var zira toplama kamplarında yok edilen insanlara “estetik” açıdan yaklaşmaya çalışmak olanaksızdır.
2021 birleşik Krallık & abd yapımı 2. Dünya Savaşı konulu drama filmi.

--spoiler--

Nazi dönemi almanya'sında rütbeli bir askerin oğlu olan 8 yaşındaki bruno, babasının tayininin Yahudi toplama kampına çıkması ve ailecek oraya yakın bir eve taşınmaları sonucu ilginç bir arkadaşlık hikayesi yaşayacaktır. Bir gün, evlerinin yakınındaki toplama kampının elektrikli tellerinin önüne gizlice giden bruno, çitlerin arkasındaki yahudi ve kendisi gibi 8 yaşında olan shmuel ile dost olur.

Bruno & shmuel dostluğu zaten filmin ana konusu ve etkileyici de bir hikayeleri var (özellikle sonu) lakin filmde bir bu kadar etkileyici yan karakter hikayeleri de mevcut. Bu sebeple genelin aksine bu karakterlere değineceğim:

Baba: adını öğrenemediğimiz bu nazi askeri karakter, annesinin cenazesine komutanları için saygısızlık yapacak kadar nazizme ve orduya kendisini adamıştır.

Anne: toplama kamplarında yahudilerin toplu şekilde öldürüldüğünü ve kocasının da bunda payı olduğunu öğrenmesi sonucu bu duruma vicdanının el vermemiş, bu uğurda aileyi parçalanma noktasına getirmiştir.

Gretel: bruno'nun ablası olan gretel, filmin başında oyuncak bebek manyağı bir çocukken aldığı özel dersler neticesinde fanatik bir nazi gencine dönüşür. Çocukların nasıl canavarlaştırıldığını aktarmak konusunda filme güzel bir hava katmıştır.

Teğmen kotler: babasının farklı görüşleri sebebiyle toplumdan dışlanmaktan korkan bu karakter ise ideolojiye bağlılığından değil sosyal kaygılardan nazi olan ancak bunun böyle olmadığını ispatlamak için sıradan bir naziye kıyasla dahi daha acımasız olabilen bir karakterdir.

Pavel: Eski bir Yahudi doktor, şimdi nazi askerinin evinde ayak işlerini yapmaktadır. Yahudilerin yaşadığı sosyal çöküşü öne çıkartmak konusunda etkili bir karakterdir.

Görüyoruz ki film, bruno & shmuel hikayesinin yanı sıra yan karakterlerle de döneme ait ilginç anlatılar sunmaktadır.

Önemli!: neden şu film almanca değil yahu???? Amerikalılar, ingilizler alt yazı okumayı bilmiyor mu??? Sinir oldum film boyu. Chernobyl'de de aynı haltı yediniz. Koyun rusçayı, sovyet ruhuna iyice girelim ya da koyun Almancayı, nazi dönemi ruhuna adam akıllı girelim. Başlatmayın yapacağınız işe sayın amerikalılar.

Sonuç: Dil eksisi harici kesinlikle izlenmesi gereken bir film. Nazi döneminin birçok farklı karaktere nasıl etki ettiğini göstermesi, dönemi farklı pencerelerden ve yeterince geniş bir açıdan görmenize olanak sağlıyor.