türk tarihinin en büyük lideri

görsel

yavuz sultan selim handır. aksi iddia edilemez. arkadaşlar bu adam olmasaydı biz şuan iran'a bağlı olacaktık.

durun nedenini anlatayım...

selçuklu bilirsiniz ki "türk katli vacip ve sevap" diyen hasan sabbah'ın iranlı, yani farsi şiilerin etkisiyle de ağır darbeler aldı ve tarihin tozlu sayfalarına karıştı.

beylik dönemine girdik ve hasan sabbah yoldaşı farsi haşhaşiler o dönemlerde de beyliklerin mühürlerini kopyalayıp sözde beylikler birbirlerine mektuplar gönderiyormuş gibi, beyliklere mektuplar göndererek beylikleri birbirlerine düşürdü. neyse o karanlık günlerde geçti. sonrasında beyazıd ve timur arasında büyük bir çekişme yaşandı.

bu çekişmenin asıl nedeni ise ikisininde kendilerini selçuklunun devamı olarak görmeleriydi. ikisi de "ben tek selçuklu torunuyum" nidalarıyla ortalıkta geziyordu. fakat aynı anda iki selçuklu torunu, iki selçuklu mirasçısı olamazdı. sonrasında bunlar birbirlerinin boğazlarına yapıştılar ve timur galip geldi.

ele geçirdiği bölgelerdeki kadınları, erkekleri katlederek 30.000 türkmen çocuğunu esir aldı ve yanında beyazıd'la yola koyuldu. fakat akıl edemediği bir şey vardı. bu çocuklar için gerekli erzak yani "resource" kendisinde bulunmuyordu. o yüzden yakın bir mesafe'de olan iran'a yolu düştüğünde, erzak arayışındayken şah ismail hatayi'nin büyük dedesi de o zamanlar büyük bir tarikat lideri (safevi tarikatı) olduğu için, ona yardım etmesini zamanı geldiğinde hepsini ödeyeceğini söyledi. ama şah ismail hatayi'nin büyük dedesinin başka planları vardı.

bilirsiniz, takiyyecilik hasan sabbah yoldaşlarının en büyük silahıdır. hatta selçukluların içerisine de takiyyecilik ile girmişler ve vezire suikast düzenlemişlerdir. bu yüzden aslında farsi ve kurdi bir kan taşıyan şah ismail hatayi'nin dedesi "ben de türk'üm, selçuklu torunuyum, onları bana bırak, yaşları yerine geldiğinde karşılığını ödeyip geri alırsın" dedi. timur, şah ismail kaşari'nin büyük dedesine inandı ve bu 30.000 türkmen çocuğunu orada bıraktı. ama o gün hiç gelmeyecek, timur onlar için geri dönmeyecekti, zaten dönse de onları bulamayacaktı.

neyse, şah ismail kaşari'nin büyük dedesi onlara takiyyeciliği, mezhep faşizmini ve iranlıların kanlarına işlemiş kin olan araplara duyulan iran faşizmini aşıladı -günümüzden de tanıdık gelen bir kindir- ve de büyüdüklerinde onları osmanlı topraklarına saldı. bunlar olduktan sonra aradan bi' 150-200 yıl geçti. işte bu farsi iran devşirmesi topluluk yeterince müride sahip bir dini klan olduktan sonra şahkulu isyanını başlatacaktı. hangi dönemde? beyazıd döneminde! ama 1. beyazıd, yani yıldırım beyazıd atamızın dönemi değil arkadaşlar. 2. beyazıd döneminde. bu insanlar öyle insanlardı ki kendileri dinini yaşayan bir tarikatmış gibi (takiyyecilik) gösterip, 2. beyazıd'ın onlara kilolarca altın yollamasını sağlıyordu.

ama yavuz sultan selim'in akıl hocası her şeyin farkındaydı ve onların tarihini de çok iyi biliyordu. yavuz sultan selim, babasına bu yaptığının yanlış olduğunu söylese bile babası hiç umursamıyor, "olsun onlar son derece laik, seküler, kültürlü, aydın insanlar! kötülüklerini görmedim ben yavuz yobazlık yapma" diyordu.

gün geldi çattı, şahkulu isyanı başladı... ele geçirdikleri bölgelerde "bismilşah" naralarıyla kendilerinin dini klanından olmayanları kazığa oturtarak, yakarak, evlerini yağmalayarak 50.000 kişinin canına kıydılar.

yavuz haklı çıkmıştı. ama kendisi bunların olacağını önceden bildiği için toplayabildiği kadar birlik topladı ve bu kırmızı kafa topluluğu dize getirdi. babası da tahtı kendisine bıraktı.

peki bu insanlara ne oldu sonrasında? çoğu kaçtı, belli bölgelerde takiyyecilikle ömürlerini geçirdiler osmanlı döneminde... öyle mi sandınız? tabii ki hayır.

eskiden osmanlıda dini kurumları denetleyecek bir kurum olmadığı için bunlar sözde dindar maskesi altında yeniçerileri kendileri için mürid yetiştirdiler ve zamanı geldiğinde bu osmanlıya pahalıya patlayacaktı.

celali 1, celali 2, celali 3, celali 4 ve sırasıyla devam eden isyanlar yaptılar. hiçbiri önemli olmadı da en önemlisi neydi biliyor musunuz? kurtuluş savaşı esnasında cephede devletini savunanların eşlerine, kızlarına, annelerine tecavüz ettikleri, evlerini yağmalayıp yakınlarını katlettikleri koçgiri isyanı oldu. peki bu isyanı neden yapmışlardı? ingilterenin yayınladığı belgeye göre kim hangi topraklarda çoğunluktaysa osmanlı devletinde, orada kendi devletini kurabileceklerdi. bunlarda mezhebini öne sürerek kendi devletlerini kurmak istemişlerdi... peki ne oldu o insanlara?

takiyyecilik demiştim... şuan o insanların torunları hala aramızda ve yavuz sultan selim'e iftiralar atıyor, bizlerde kendileriyle son derece kardeşçe yaşıyoruz. yaşasın kardeşlik.

ayrıca mezhepçi şah ismail sünni diye insanları canlı canlı parçalayıp köpeklerine yedirirken, yavuz ona atılan iftiraların hiçbirini yapmaması sonucu atılıyor bu iftiralar kendisine.

yoksa 40.000 kişinin canına kıysaydı şuan bu kadar iftira atacak insan olmazdı. ama anlatamazsın, anlamazlar.