bugün

çocuk

görsel

Sene 2013. Abi bana halay çekmeyi öğretirse ben de ona roman havası oynamayı öğretirim dediğinde öğrendim bilgide takas usülünün hala Harika bir şey olduğunu.

Sene 2014. Kafama attığın soda şişesi ağır çekimde ilerlerken “kafanı sevvvsinler” diye bağırdığında öğrendim, Küfür ederken hala naif kelimeler kullanılabileceğini.

Sene 2015. Israrla parmak kaldırıp tüm sınıfı manipüle eden, her sorunun cevabını yalnızca kendi söyleyen arkadaşın hakkında gayet ciddi bir şekilde “Ona izin ver öğretmenim, o çok zeki bilgili bir çocuk, sanırım büyüyünce uzaya çıkacak” dediğinde öğrendim birileri uzaya çıkabilsin diye fedakarlık yapmak gerektiğini.

Sene 2016. Görme engelli sınıf arkadaşın gösteri esnasında üzerine bastığı pelerinini yırttığında sessizce yanına yaklaşıp ona sarıldığında anladım merhametin hala en insani duygulardan biri olduğunu.

Sene 2017. Otizmini ilk keşfettiğimiz anlarda uzun süre basamadığın o ayaklarının ilk adımlarınla birlikte bizde mutluluğun tarifi olduğunu.

Sene 2018. iki nesne arasında “hangisi masa?” Diye sorduğumda hiçbirini gösteremediğinde anladım bizim için çok kolay olan bazı seçimlerin bazıları için dünyanın en zor cevabı olduğunu.

Sene 2019. Her gün gittiğin babaannene bir gün gidemeyeceğini öğrendiğinde sırf otizminin verdiği duygu durumuyla her iki bacağını da iki karış morarttığında öğrendim, burun kıvırdığımız rutinlerin aslında önemli olduğunu.

Sene 2020. Deli gibi sevdiğim sana bir salgın yüzünden sarılamadığımda “acaba beni kimse sevmiyor mu?” Diye sorduğunda öğrendim, her daim sevgimizi belli etmemiz gerektiğini.

*hepsi ayrı bir hikaye. Adın çocuk.
Çok şey öğrendim sizlerden. işte sırf bu yüzden bu yıl ayrı gayri de olsa kutlu olsun gününüz.

*Bu ülkenin henüz kucaklanamamış çocuk işçileri, özel gereksinimlileri, fakirleri, adaletsizliğe uğramışları, anasızları, babasızları.. bu yıl en çok da sizin kutlu olsun. Bayram var. Düzelteceğiz, ellerimiz buluşsun yeter.

Fotoğraf: Çanakkale/Gelibolu