bugün
- jose mourinho75
- sözlüğün en iyi 10 yazarı9
- zalbert'in karşısında dans etmek9
- sözlük erkeklerinin şımarık laubali tipler olması17
- suriyelilere karşı sorumluluklarımız9
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür12
- türkiye de intihar vakalarının artması12
- kova burcu erkeği8
- ismail kartal duruşu8
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi13
- eşcinsellik kendi kendini hadım etmektir27
- şimdiye kadar duyulan en güzel iltifat10
- neden sevgilim yok10
- insanı zengin hissettiren şeyler19
- seçme şansınız olsa hangi ülkede yaşardınız20
- tecavüz ettiği kızlarını müge anlı da arayan baba23
- barbara palvin'in aldatılması17
- türkiye akp lidir akp'li kalacaktır14
- kılıçdaroğlu'nun kuracağı partiye isim önerileri14
- aleyna tilki10
- ismail kartal8
- fethullah gülen öldü mü sorunsalı19
- geldi yine deli11
- türkiye cidden almanyadan daha iyi9
- 2001 türkiyesinin en gelişmiş ülke olduğu gerçeği10
- içine şeytan girse ne yaparsın13
- ümmetçilerin azerbaycan düşmanlığı10
- artık yazmayacağım9
- erkekler ne işe yarar19
- yanında karısı varken karı kıza bakan erkekler9
- arda güler11
- askerliğe veda gecesi8
- icardi190521
- 2 haziran 2024 küçükçekmece de çöken bina10
- iremga9
- anın görüntüsü11
- magicovento10
- carlo ancelotti8
- albay kemal11
- albay kemal'in yazdıklarıni okumamak9
- iq seviyesi yükseldikçe tanrı inancının azalması9
- siyasal islamcıların aslında kötü olmaması18
- en çok sevişmek istediğin kimse11
- 1 haziran 2024 borussia dortmund real madrid maçı25
- nihavend longa20
- true nickli yazar8
- en objektif siyasi parti9
- sokak kedilerine örgütlü saldırı başlayacağı gün9
- kadir mısıroğlu'na bir söz bırak14
- kizil kara14
şehirler arası ayrıdır, zordur fakat eğer bir adadan geliyorsan daha da zordur*.
ankara'ya dönmeden bir hafta önce "lan ya yer bulamazsam, kalmayım adalarda" endişesiyle çanakkale'ye gidip * kamil koç'tan rahat hat otobüsüne biletimi aldım. hani rahat edeyim on sat yol. neyse o çileyi zaten geçiyorum toplamda 3 saat falan sürüyor yolculuk gökçeada'dan çanakkale'ye.
nasıl rahatım anlatamam, artık rahat hatla gideceğimden midir yoksa bilet bulmanın huzurundan mıdır, herkese artislik yapıyorum, "aaa siz daha bir hafta daha burda mısınız? ehehe" diye dalga bile geçiyorum. neyse gideceğim gün sabah erkenden, hatta kör karanlıkta yola çıktım. gökçeada merkez hiç olmadığı kadar sakindi. herkes fırtınadan bahsediyor, "kalkmaz bu havada vapur" diyordu. hafifiten tırsmaya başladım, ama içimde bir umut vardı, otobusum 21.00'deydi ve henüz saat sabah 6.00 sularıydı. bir sefer iptal olursa diğeriyle giderim diye düşünüyordum. merkezdeki dolmuş yolcularını alarak, limana doğru gitmeye başladığında biz arkadasından bakıyorduk, çünkü tıka basa doluydu minübüs ve elimde kocaman bir bavul vardı. merkezde tabiri caizse sik gibi kalmıştım elimdeki bavulla. benim gibi bir kaç enayi bulup taksiyle limana gittik, biz limana girerken minübüs limandan çıkıyor, içindeki insanlar beni iyice kıllandırıyordu. taksiden inerken taksici, "abicim kapıyı sıkı tut da uçmasın kapı" diyordu bana *. neyse indik taksiden beklemeye başladık limanın bekleme odasında. hava açık ama kıyamet bir rüzgar var. koyda bile dalga var; açıkları düşünmek istemiyorum. bir yandan poseidon'a küfürler ediyor, "senin adanı sikeyim" diyor, diğer yandan da sigaramdan bir nefes çekmeye çalışıyorum, ama bir nefes ben çekiyorsam üç nefes rüzgar alıp goturuyordu. bekle bekle zaman geçmiyor, aç karnım gurul gurul ötüyordu. ordan biri "çay bahçesine gidin isterseniz" dedi bunun üzerine. karnımın sözünü dinleyip çay bahçesine gittim, ama enteresan olan şey çay bahçesinde çay yoktu. adama sorduğumda "yarım saate kadar gelir abi çayımız" diyor, gerilmiş olan sinirlerim iyice geriyordu. bir kaç saat daha bekleyip yine poseidon'a küfürler yağdırarak evimin yolunu tuttum.
ertesi gün bu olanlardan biraz daha az çile ile çanakkale'ye geçebildim. açığa aldırdığım biletimi hemen normale çevirerek ilk otbüste yerimi ayırttım. gerisi bilinen şehirler arası yolculukta çile işte.
daha yola çıkmadan bunlar yaşanıyor bizim oralarda. siz yine şanslısınız canlar.
ankara'ya dönmeden bir hafta önce "lan ya yer bulamazsam, kalmayım adalarda" endişesiyle çanakkale'ye gidip * kamil koç'tan rahat hat otobüsüne biletimi aldım. hani rahat edeyim on sat yol. neyse o çileyi zaten geçiyorum toplamda 3 saat falan sürüyor yolculuk gökçeada'dan çanakkale'ye.
nasıl rahatım anlatamam, artık rahat hatla gideceğimden midir yoksa bilet bulmanın huzurundan mıdır, herkese artislik yapıyorum, "aaa siz daha bir hafta daha burda mısınız? ehehe" diye dalga bile geçiyorum. neyse gideceğim gün sabah erkenden, hatta kör karanlıkta yola çıktım. gökçeada merkez hiç olmadığı kadar sakindi. herkes fırtınadan bahsediyor, "kalkmaz bu havada vapur" diyordu. hafifiten tırsmaya başladım, ama içimde bir umut vardı, otobusum 21.00'deydi ve henüz saat sabah 6.00 sularıydı. bir sefer iptal olursa diğeriyle giderim diye düşünüyordum. merkezdeki dolmuş yolcularını alarak, limana doğru gitmeye başladığında biz arkadasından bakıyorduk, çünkü tıka basa doluydu minübüs ve elimde kocaman bir bavul vardı. merkezde tabiri caizse sik gibi kalmıştım elimdeki bavulla. benim gibi bir kaç enayi bulup taksiyle limana gittik, biz limana girerken minübüs limandan çıkıyor, içindeki insanlar beni iyice kıllandırıyordu. taksiden inerken taksici, "abicim kapıyı sıkı tut da uçmasın kapı" diyordu bana *. neyse indik taksiden beklemeye başladık limanın bekleme odasında. hava açık ama kıyamet bir rüzgar var. koyda bile dalga var; açıkları düşünmek istemiyorum. bir yandan poseidon'a küfürler ediyor, "senin adanı sikeyim" diyor, diğer yandan da sigaramdan bir nefes çekmeye çalışıyorum, ama bir nefes ben çekiyorsam üç nefes rüzgar alıp goturuyordu. bekle bekle zaman geçmiyor, aç karnım gurul gurul ötüyordu. ordan biri "çay bahçesine gidin isterseniz" dedi bunun üzerine. karnımın sözünü dinleyip çay bahçesine gittim, ama enteresan olan şey çay bahçesinde çay yoktu. adama sorduğumda "yarım saate kadar gelir abi çayımız" diyor, gerilmiş olan sinirlerim iyice geriyordu. bir kaç saat daha bekleyip yine poseidon'a küfürler yağdırarak evimin yolunu tuttum.
ertesi gün bu olanlardan biraz daha az çile ile çanakkale'ye geçebildim. açığa aldırdığım biletimi hemen normale çevirerek ilk otbüste yerimi ayırttım. gerisi bilinen şehirler arası yolculukta çile işte.
daha yola çıkmadan bunlar yaşanıyor bizim oralarda. siz yine şanslısınız canlar.
güncel Önemli Başlıklar