bugün

zincir

istanbul'a taşınalı 6 sene oldu. Olmuş. Vay be. Memleketim dediğim yerde bile ikamet sürem aralıksız 6.5 sene. Yakında, istanbulluyum, diyebileceğim. Yanı sıra, Kadıköy'ün eski tadı yok, da eklenebilir. Bence. Çünkü konar göçerliğim çocukluğumdan, kanımdan, sonra mesleğimden. Peki güzel kardeşim Zincir ne alaka? Hemen anlatayım güzel kardeşim.

Kadife Sokak'a ilk girişimi de, bu Zincir denen raklı metalli bara ilk gidişimi de dün gibi anımsıyorum. Çok sarhoştum ve ayılmam için bu mekana oturtuldum. Sokağa yüksek sandalye ve masa koymuşlar, oturup eğleniyorlar. Vay aq. E müzik? E barlar sokağı kendisi müzik. Eh, pek ala.

Takip eden yıllarda ziyadesiyle tek başıma ama büyük kalabalıklarla da bu bara gittim. Üç kez beni davet ettilerse üç yüz kez ben gittim. Kolundan kimi tuttuysam buraya getirdim. Sözlükteki gençlerden orta yaşlı abilerime kadar kim denk geldiyse. Öyle bir konfor buldum kendime. Üstelik de tutucu biriyim. Yeni yerler keşfedip oralarda rahat hissedebilmem hiç fark edilmese de çok uzun sürer.

Olağanüstü kaliteli, muhteşem içkilerin servis edildiği, çalışanların nezakette birbiriyle yarıştığı bir yer değil. Hatta, orta kattan inişten itibaren sidik kokar, alt kat deprem paranoyaklarına kalp krizi geçirtir, birine teşekkür etseniz küfür etmişsiniz gibi yüzünüze bakar. Fakat yazın içerisi hep hep püfür püfürdür:ohyes: bu yüzden yaz sıcaklarından buraya kaçabilirsiniz. Benim zaten ara ara sevdiğim bir şarkının çalması ve uygun fiyata bira içebilmek dışında bir kaygım olmadığından uzun uzun zaman geçirdim burada.

Hiç rahatsız edilmedim. O kadar çok tek başıma gittim ki inanılmaz, yapayalnız biri olduğumdan değil, müsait zamanlarım normal insanlara denk gelmediğinden. Barda oturdum, kitap okudum, müzik dinledim, buuu bir şey var bilardo gibi, turnuvalar falan, onları izledim. Hiçkimse rahatsız etmedi beni. Lan o kadar mı tipsizim :/ Neyse.

Uzun süredir gitmiyorum gerçi, hayatım oraya uzak bir yola kıvrıldı. Yine aynı devam ediyordur ama. Bazı raklı abiler, güzel kızlar, cumartesi akşam gümbür gümbür başlayıp sabaha karşı kıyasla sakinleşen müzikler...

Birkaç aylık rock&rolla maceram haricinde sadece buraya gittiğim için mekanlarda geçen güzel anlarımın % 90'ı buradan.

En alt katta Küçük Prens okuyup şarkılar yazışım, şiirler okuyuşum, barda oturup boşluğa bakarak var oluşumu sorgulayışım, kucaklanıp o daracık yerde havalara uçuruluşum...

Uzatmayı seviyorum ama kısa keseyim, raklı metalli müzik seviyor ve hayattan, insanlardan çok da bir şey beklemiyor, kendi eğlencenizi yanınızda getiriyorsanız illa ki gitmeniz gereken bir yer. Yaz akşamları kapı önünde yer bulup da oturabilirseniz gelen geçene bakarak sabahı bulabilirsiniz. Vallahi çok özledik. Gidemeyiz ama olsun.