bugün

peri tozu

Çok büyük umutlarla seyretmeye başladığım ve sonuçta çok büyük hayalkırıklığıyla ekran başından kalktığım bir film oldu. Oysa ki ipek Değer'i her zaman çok sempatik bulmuşumdur. Bir şey yapmasa bile izlerim yani. Mehmet Ali Nuroğlu da oynadığı dizilerde bence başarılı performanslar vermişti. Gelgelelim filmde ikisi de sırıttı. Bazı ufak ayrıntılar film fazla bir şey vermediği için daha sonra çok göze batıyor. Deniz'in dostu Emre kalp krizi geçirdikten sonra neresinden ameliyat oldu allahaşkına? kasıklarından mı? Çünkü vücudunda en ufak bir ameliyat izi bulunmamakta. Bir tentürdiyot izi falan olur değil mi? Deniz ile Cem'in bir sevişme sahnesi var ki o da sırıtıyor. Sahne o kadar uzatıldığı halde Deniz çıplak kalmamakla dirençli. Bu da o anda insana " ipek Değer'in bu sahnede prensiplerini öne çıkardığını duyumsatıyor". Ama madem böyle bir şey var bu sahne daha kısa tutulabilirdi.Bu kadar uzun tutulacaksa da doğal olmalıydı. Film kopuk kopuk ilerliyor. Anlam veremediğim karakterle filme girip çıkıyor. Cem'in barda seviştiği kadın,benzin istasyonundaki adam,traktörün kasasındaki neşeli adam.Bunlar filme ne katmak için dahil oldular anlamak zor. Ama onların doldurdukları süre pekala ki Deniz ile Cem'i daha yakından tanımamız gereken diyaloglar içerebilirdi. Havada kalmış bir film olmuş ve ne anlatmaya çalıştığını da anlamak gerçekten yoruyor insanı.