bugün

alaçatı

ege turum esnasinda hic plana dahil olmadigi halde sans eseri gitmis oldugum, izmir´in cesme ilcesine yakin bir belde.

öncelikle ilica plajindaki´daki deniz kumunu övmeden birakamam.
deniz icinde onlarca metre yürünebilinecek, yumusak bir deniz kumuna sahip. havasi rüzgarli, su sicakligi optimal ve dalgali. plajda öyle pek kimse kimseye bakmiyor. özellikle kadinlarin gönül rahatligiyla güneslenebildigi bir yer.

alacati, yarimadanin baslangicinda ilica plaji ile cark plaji arasinda yer aliyor. evler sirin, sokaklar dar ama hicbir orjinalligi olmayan bir belde.

hos olmayanlar:
- o ara sokaklarda yaya giden insanlarin üzerine motorsiklet süren orta yaslarina gelmis ergen bolca bulunur.
- sanki her köse selfi kösesi olarak hazirlanmis. anlasilan cok selfi ceken var.
- sirf selfi olayi cok dikkatimi cektigi icin; gözüm selficilerden ayrilmadi. baya selficiler izmir alsancak´da estetik ameliyati olmuslar. gögüsleri, dudaklari sisirip, bir de botoksu da cakinca oh, dügüne gider gibi giyinip kusanip (dügünde öyle giyinenini görmedim), bi ton makyaj yapip, grup halinde alacati´da duygusuz, mimiksiz sifat ifadesi ile selfi cekiniyorlar.
- %98´i yerli turist. cogu sosyete. fiyatlara zaten diger entrylerde deginilmis, ben girmiyeyim.

sonuc: gidin bir iki saat takilin geri dönün. hatta hic gitmeye bile degmez. yaptiginiz yolculuga yazik. öyle hava atma pesindeyseniz sizi tutan yok.
ben afyonlu hatice teyzenin hashasli gözlemesini yerken, kus sesi esliginde manisali ciftci rüstem dayinin hükümete sövmesini dinlemeyi seviyorum.

tavsiye: arabayi mezarligin oraya park etmeyin. arabayi ararken esnafa "mezarlik nerede?" diye sorunca tuhaf tuhaf bakiyorlar.