bugün

aleksis çipras

Ampharos isimli yazarın (# 41742744) entrysine aynen katılıyorum. Diplomasi ne zaman kullanılır bu çok önemli. Güçlü devletler diplomasiye defacto dan sonra sonra baş vururlar. önce fiili durumu yaratır. Sonra bunu diplomasi ile onaylatırlar. Bakınız musul kerkük hadisesi. ingiltere musul ve kerkük'ü ateşkesten sonra defacto olarak işgal etmiş. daha sonra bu fiili durum diplomasi ile uluslararası hukuka uygun hale getirilmiştir. Kıbrıs barış harekatı kardak operasyonu, afrin harekatı da bu duruma yakındır. Henüz diplomatik başarı olmasa da de facto sağlanmıştır. De facto sağlamadan yapılan diplomasi güçsüzlük ya da güvensizlik göstergesidir. Ege denizinde işgal edilen adalarımız da bu güvensizliğe bir örnektir. Burada yunanistan de factoyu sağlamış. Diplomatik atağa geçmiştir. Yanlız şu iyi bilinmelidir ki türkiye güçsüz ve güvensiz bir ülke ( çatıştığı ülkeye göre ) değildir. Türkiye'yi yönetenler Güçsüz ve güvenilmezdirler. icraatleri bunun ispatıdır. ( afrin harekatı hariç )