bugün

cehennem çiçeği

içerisindeki "karanfil kız hikayesi"yle yüreğimi dağlamış, 17 ağustos depremine selam çakmış, mahalle hayatını, baskısını, türkiye gerçeklerini acımasız ve bir o kadar da eğlenceli bir dille anlatılabileceğini gösteren polisiye roman. kitaptan birkaç söz alıntılayalım :
--- spoiler ---

otoritenin kendileri dışında biriyle uğraşmasından haz duyuyordu sanırım. ezilenlerin pedagojisine giriş.

hakikat, bebeğim; ölümü aydınlatırken hayatı gölgeler.

devinimin olduğu yerde ışık, ışığın olduğu yerde kaçınılmaz biçimde gölge vardır. hayat ışıkla mümkünse de hayatın anlamı gölgelerde saklı durur. zamanın ölü doğmuş çocuklarını görürsünüz karaltıların içinde. sözcükler, suskunluklar, şarkılar, ağıtlar, yeminler, ihanetler, kahkahalar, gözyaşları, sevinçler, hayal kırıklıkları ve yüzler… en çok da yüzler. neden söz ettiğimi biliyorsunuz. bütün aşklar küllenir, bütün babalar ölür, bütün hikayeler biter. birinin yıkıntıların önünde nöbet tutması gerekir; işte o yüzden, biri hariç bütün çocuklar büyür.

gölgesini kaybeden insan, gölgenin kendisine dönüşür.
--- spoiler ---