bugün

le petit prince

"..
bana bakiyordu. elimde cekic, parmaklarim yagdan simsiyah olmus, ona cok cirkin gözüken bir nesnenin üzerine egilmis olan bana..

"tipki büyükler gibi konusuyorsun!"

biraz utandim ama o acimasizca sürdürdü:

"herseyi birbirine karistiriyorsun, karmakarisik ediyorsun.."

gercekten cok kizmisti. altin renkli saclari rüzgarda dalgalaniyordu.

"gezegenlerden birinde yasayan kirmizi yüzlü bir adam taniyorum. tek cicek koklamamis, tek bir kez yildiza bakmamis, kimseyi sevmemis. yasami boyunca tek yaptigi sey bir takim sayilari toplamak. o da bütün gün kendi kendine ayni seyleri söylüyor, senin gibi: "cok önemli islerim var benim!" bunlari söylerken gururla kabariyor gögsü. ama o insan degil ki mantar!"
"ne?"
"mantar!"

kücük prens simdi öfkesinden bembeyazdi.

" ciceklerin milyonlarca yildir dikenleri var. milyonlarca yildir koyunlar dikenli cicekleri de yiyorlar. peki neden bu ciceklerin hala dikenleri olsun diye cabalamalarinin nedenini anlamaya calismak önemli islerden sayilmiyor. koyunlarla ciceklerin arasindaki bu savas kirmizi yüzlü adamin topladigi rakamlardan daha mi önemsiz? hele benim gezegenimde, yalniz benimkinde yasayabilen bir cicegimin oldugunu, bunu koyunun bir isirista yok edebilecegini düsün. bu cok mu önemsiz?"

simdi de yüzü al aldi.

"insan bir cicegi severse, milyonlarca ve milyonlarca yildizda yalniz tek bir cicek acarsa, iste o yildizlara bakarak mutlu olur. ama koyun cicegi yerse bütün yildizlar karariverir.. bu da hic önemli degil öyle mi?"

sözleri hickiriklara boguldu.
gece olmustu. aletlerimi oldugu yere biraktim. su anda cekicin, civatanin, susuzlugumun ne önemi vardi? yildizlardan, gezegenlerden birinde, benim gezegenim Dünya´da bir kücük prens vardi avutulacak. kollarima aldim onu ve basini oksadim..
"