bugün

ölmeden önce ölmek

Bize evvelden beri söylenen ve ifadelerde tasavvuf bakış açısı olarak daima tek şeye hazırlanması istenilmektedir. Inanç olarak veya ahlaki olarak tek bilmen gereken şey ölümün olduğu gerçeğidir. Ölüm bir uyanmadir. Uyanmak ise cesaret ve güç isteyen olaydır. Fizyolojik olarak bize göre ölüm, vücudun çok ciddi sinir iletiminin kesilmesini ve artık ileticilerin alışveriş yapmamasidir. Böylece kan pompalama durur ve vücudun artık biyolojik olarak hiç bir ihtiyacı yoktur. Tipik olarak ise bunun kabul görmüş hali arrest sürecidir.
Kim ki ölürse bilsin ki uyanma vakti gelmiştir. Ölüm bir son başlangıç değildir. Ölüm artık vücudun ihtiyacı kalmadığı için ruha uyanıştir. Lakin dediğimiz gibi kendini ölü kabul etmek çok Zor ve cesaret ister. Tıpkı , varlığın inanılmaz gücüne sahip olmak gibi.
Düşün, çok güzel bir rüya görüyorsun, uyanmak aklının ucunda bile değil. Birden etraf değişiyor ve her şey gelişiyor. Sonra anlıyorsun ki, bu Bir rüya. En başta rüya olarak kabul etmek zor geldi , şimdi ise olmadığını inanmak yine Zor gelecektir. Ama tek Bir şey var ki sen neredeysen orası sana alışır..
Ölmeden ölmek demek Sufi mantığın ilk illetidir. Bizim ölümden şimdi ki kasıt fizyolojik olarak değil, bedeni olarak kabul edilir. Yani ruh yaşar ve bedeni ruh ile ayakta tutmaktır. Çünkü beden çok fazla madde taşır. Bize göre kütlesi yoğun olan şeylerin hızı düşer ve ağırlık kazanır. Ne kadar yoğun kütle o kadar fazla yer çekimi, ne kadar fazla yer çekimi o kadar ağırlık olur. Dolayısıyla siz Bir yere hızlı ve çabuk gitmek isterseniz hızlı bir araç ve valiz olmadan gereksiz yüklerden kurutulur hızlıca o yere gidebilirsiniz. Tıpkı balonların uçarken aşağı atılan kum torbası gibidir.
Bizler bu halde Koca bir et ve kemik yığını içinde en fazla kendi görebildiğimiz yere gidebiliriz. Bizim işte burda ki amacımız görmeyen yere hızlıca girmektir.
Ölü bir adamın işine ne yarar ey derviş? Ölü Bir adamın işine ne ben yararım ne de dünya, ölü adamın işine Bir tek yattığı kabir yarar. Öyleyse bil ki bu yolda hızlı gitmek ve vaktinde ulaşmak için sana ne gerekirse onu al. Fazlasını alma. Bizim ölmeden önce öl irademiz işte bu sırrı içerir. Fazla kendini dağıtma, giderken toparlanması Zor olur, fazla kendini üzme güç toplaması Zor olur. Hiç ol gitsin. Onlar ne olacaksa olsun, ama sen kendin ol. Bu yolun sonu burası. Ölü bir adam neyse o olmak kalır. Dünyalık taşıma üstünde, dünyayı taşıma üstünde, sana gereken sende içerir. Öl ki kurtuluşa eresin, yediğin başkasına kalsın, ol ki varlığın tadını alasın, yap ki derdinden kurtulasın. Yük olmasın sana daha bu âlem, ne varsa sana ait olmayan bırak gitsinler dönüş nasılsa o'nadır.

****Ne su lazım sana ne aş,
Gerekirse sana en tatlı aş,
Dillere destan bir aşk,
Susadıysa gönül bahçen,
Gerek sana bir damla yaş,
Aşırıya gitmeden aşk,
Geri dönecek gözü yaşlı aşk,*****
Sen bu dünyada tek değilsin, ziyadesiyle girerken edepli uslu ve usulleri ile yapmalısın. Biz sana aç kal miskin kal demeyiz. Deriz ki,
aşırıya kaçma kendini bil! işte sırrın ifadeleri bunlardır. Öl ama kokma.
****Kokmuş bir ceset gibi gezme,
Gören seni diri sansin ,duyan Mecnun sansin, Gerisi âlem ne sanırsa sansin,
Senin şansın Allah'a arşın,*****

Ölüsün sen çünkü öleceksin. Doğdun ama bil ki hemde aynı zamanda ölüsün.

*** Kalp atsa ne çıkar ki,
Kalbin yankısı ondan çıkmadıkça,
Can çıksa ne olur, onda çıkmadıkça.
Güneş üzerine doğsa ne çıkar, batış ona olmadıkça."**

Artık sözler biter bu andan sonra bizim dediğimiz sözler bunlardan ibarettir. Unutma ölü beden çabuk kokar, kokusu herkesi rahatsız eder. Hızlı davran, acele et bedeni sahibine ulaştır. Gideceğin yere çabuk git kokmadan önce.

P' tarafından,
Sufi âlem mantığı,
Varlık ve yokluk,
Metafizik âlem ve beden,