bugün

türk erkeği için polonya yı terk eden kız

ortalama slav kadınların ve türk erkeklerin -göreceli olarak- iyi geçinmelerinin nedenleri şunlardır;

*türkiye çok ataerkildir. bir toplum çok ataerkilse eğer o toplumun kadınları da erkeklerden daha çok şey isterler, çok beklentilere girerler, çok talepkar olurlar çünkü ataerkil toplum erkeğe reislik görevi yükler, her şey reisten sorulur,bana şunu al benim hesabı öde denir çünkü kadın kendini geçindirmez, idare etmez. ama avrupa ve rusya gibi nispeten daha eşit cinsiyet ilişkileri olan toplumlarda erkeğin de o kadar görevi yoktur. onun için slav kadın türk kadını kadar talepkar olmaz, türk kadını kadar kıskanç da değildir elbette çünkü erkek o kadar da hayati bi varlık degildir o toplumda

*slav kadınlar türk kadınlarından daha güzeldir.

böylece, hem güzel hem düşük beklentili bir kadın seçmek elbette türk erkeğine daha kazançlı gelecektir. türk kadını eğer ve bi slav kadını kadar ilgi görmek istiyorsa, erkekten maddi ve manevi olarak daha az talepkar olmalıdır, kendi ayakları üzerinde durmayı, azla yetinmeyi, herşeyi erkekten beklememeyi seçmelidir -veya secemiyorsa bunu elde etmek için savaşmalıdır, bu bu kadar önemliyse eğer-. ve erkeği daha az kıskanmalıdır. güzellik konusunda ise yapılacak pek bişey yok.

tabi bu ortalama slav kadını-türk erkeği ilişkilerinin yumuşak karnı da yine bu ataerkilliğin tahakkümcü yüzüdür. slav toplumunda erkeğin kadın üstünde o kadar tahakkümü de yoktur, sözü geçmez o kadar. dolayısıyla slav kadını, polonyadaki kadar özgür olamayacaktır. bu uzun vadede boşanmalara neden olacaktır. slav-türk ilişkisinde bu temelde çıkacak uzun vadeli problemler,bana göre hemen hemen kaçınılmazdır ha 10 ay sonra ha 10 yıl sonra celişkiler keskinleşecektir. burada genelde, slav kadınının nispi bi ekonomik bağımsızlığı ve ailesi varsa boşanır gider ama boşanmaya gücü de yetmeyebilir ve açık kölelikten ev zenciliği diye tabir edilen altın kafes hayatına -yani nispeten erkeğin kazançlı bi sömürgesi olmaya- kadar bir eğride hayat sürdürür. sık sık bir kadın altın kafeste yaşamayı özgür ama fakir bir ormanda yaşmaya tercih eder, türk -ve dünya- feminist hareketinin tabiri cazise grev kırıcıları da bu kadınlardır işte. bu olgu, feminizmin de yumuşak karnıdır. her neyse konuya dönelim,
yani kısa vadede ve orta vadede slav kadın-türk erkeği ilişkisi çok tatlıdır. ama uzun vadede yıkılmaya neredeyse mahkumdur. ama, istisnalar var ve elbette kaideyi bozmaz. yani türk erkeği slav kadınıyla bir ömür paylaşmak istiyorsa o da bu derece tahakkümcülüğünü ve kıskançlığını lightlaştırmalıdır. bir ömür paylaşma gibi bi plan yoksa da zaten tahakkümcülüğün ve kıskanclığın da bir anlamı yoktur, hayvani dürtü olması dışında.

tabi antiparantez, işime gelen şeyleri ataerkilliten işime gelen şeyleri eşitlikten alayım -ne ayranım dökülsün ne popom ıslansın misali- anlayışların getireceği şeyleri de yukarıda yazdık. onun için erkeğimiz de kadınımız da ne olduğuna karar verse herkesin iyiliği için bu daha iyi olacaktır.

peki niye tam tersi olmuyor, yani slav erkeği-türk kadını ilişkisi o derece tutmuyor derseniz. bunun sebebi de yine türk kadınının daha az çekici olması ve daha çok beklentiye girmesi, türk kadının müslüman olmayan bir erkekle -uzun veya kısa vadeli- ilişkiye girmenin getireceği iç baskı ve dış baskı yani mahalle baskısıdır. slav erkeği-türk kadını ilişkisi olmuyor değil ama bu sebeplerden dolayı uzun ömürlü olmuyor ve daha gizli bi formatta geçiyor.