bugün

darfur

Özellikle 1980'li yıllardan itibaren Darfur Bölgesi'nde yaşayan siyahi kabilelere mesup kişilere uygulanan sistematik ayrımcılık nedeniyle bu kabileler arasında merkezi otoriteye yönelik tepki arttı. Dahası, Sudan'ın güneyinde etkili olan ayrılıkçı grupların Darfur'da etkili olmasını önlemek için Sudan hükümetleri Darfur'daki Araplara destek vermeyi tercih etti. Güney Sudan'daki ayrılıkçıların Müslüman olmaması onların Müslüman olan Darfur kabileleri üzerinde etkili olma ihtimalini düşürüyor idiyse de merkezi hükümet tedbirli davranarak kendisine yakın gördüğü Arapları Darfur'daki siyahilere karşı silahlandırma yoluna gitti.

Bunun sonucunda da 1980'lerde ve 1990'larda siyahiler ile Araplar arasında ölümlerle sonuçlanan silahlı çatışmalar yaşandı. silahlı milis güçleri oluşturan Araplara karşı siyahiler de kendi savunma gruplarını kurdu. Bu gruplar kendilerini ilk kez 2003 yılında göstermiş ve merkezi yönetime karşı saldırılar başlattılar.

El Beşir'e yönelik suçlamaları daha iyi anlamak bakımından burada vurgulanması gereken nokta merkezi hükümetin isyanı bastırmak için Cancavid olarak adlandırılan Arap milislerden faydalanmak istemiş olması. Hükümet kendine göre akılcı bir yöntem izleyerek siyahiler ile Araplar arasında kökleri çok eskiye dayanan etnik düşmanlığı, isyanı bastırmak için kullandı. Bu yöntemin sonucu ise korkunç oldu. Cancavidler hükümetin kendilerine destek vermesinin de verdiği cesaretle kitlesel katliamlar uyguladılar. Özellikle Mayıs 2003'ten sonra sivillere yönelik artan şiddet sonucu on binlerce insan öldürüldü. Kitlesel öldürmelerin yanı sıra sistematik bir şekilde tecavüz ve köy yakma Cancavid milislerinin sıklıkla kullandıkları yöntemler olarak dikkat çekti.

DArfur'da işlenen suçlar birbirinden bağımsız raporlarla da teyit edildi. Raporlara göre 1,7 milyon kişi yaşadığı yerleri terketmek zorunda kalırken, yakılan ve yıkılan köylerin sayısının da 700'ün üzerinde olduğu tespit edilmiştir.