bugün

oblomov

''andrey, andrey'imi unutma''

ölümsüz bir karakterdir. mesela raskolnikov'un benim üzerimde bırakmadığı etkiyi bırakmıştır.

kitabı dün bitirdim. hayatımda bir kitaba hiç bu kadar güldüğümü ve sonunda da üzüldüğümü hatırlamıyorum. budala ya da suç ve ceza'da da çok gülmüştüm ama bu ayrı; zira beni metroda sesli güldürmeyi başardı. zahar ve oblomov'un diyalogları falan... anlatılmaz yaşanır derler ya, aynen öyle. ah o zahar yok mu; ama gerçekten esaslı bir insanmış.

--spoiler--

efendisinin ölümünden sonra türlü işler denedi ama hiçbirinde efendisi gibi onu mazur görmediler ve her defasında işinden kovuldu. sonunda dilenciliğe düştü ve günün birinde oblomov'un dostu ştoltz'a denk geldi. ştoltz ona bizim köye gel sana ev vereyim para vereyim falan dedi ama o, efendisinin mezarından uzaklaşamadığını belirtti. zaten oblomov için aylarca, yıllarca yas tutan 2 kişiden biri. ne agafya matveyevna ne de zahar belini doğrultamadı ondan sonra. oysa oblomov'un yaptığı hiçbir iş yoktu. oblomov varken sadece vardı. ne kadar ilginç.

--spoiler--

bence oblomov'u sadece tembelliğiyle ananlar kitaptan bir halt anlamamış demektir. ivan gonçarov şüphesiz ki oblomov'u ştoltz'dan daha çok seviyordu ve hatta ştoltz'ta bile olmayan üstün niteliklerin oblomov'da olduğunu biliyordu. bu kitabı daha en başından bir amaç uğruna yazdıysa, dedikleri gibi rusya'nın üzerindeki ölü toprağını atması için batıyı istikamet aldıysa, tolstoy'un hiç sevemeyeceği ştoltz gibi bir karakter yaratıp onu ödüllendirmesi normaldir.

lenin'in de bir sözü varmış; günümüzde oblomovlar hala içimizde yaşamaktadır, onları döverek adam etmeliyiz falan diye. bence oblomov ve oblomovluk, bu gibi insanların anlasa bile tadamayacağı bir zevk, asla erişemeyeceği bir ayrıcalıktır. lenin ya da ştoltz da tıpkı oblomov gibi mezarı boylamıştır. güya bir amaç uğruna, çalışarak yaşamışlardır. sonuçta hepsi ölmüşlerdir.

ben bu romanda kesinlikle oblomov'un tarafındayım; tıpkı ivan gonçarov'un, gizliden gizliye onun taraftarı olması gibi.

son sözlerimizi yazalım:

--spoiler--

-agafya matveyevna denilen karakter, aslında öyle bir şeyi göstermiştir ki bunun adı koşulsuz sevgiden başka bir şey değildir. gerçek aşk nedir sorusunu cevapladığı için kendisine gönlümde sonsuza dek bir yer ayırıyorum.
-olga sergeyevna, istediğin kadar mutlu ol, seninkisi gerçek aşk değil. oblomov'a olan aşkından utandın ve ştoltz karşısında onun küçük düşmesine göz yumdun. sanırım seni sevemeyeceğim.
-tarantiyev, hahaha bence efsane bir karakter. erdal bakkal bile senin yanında melek gibi kalıyor. böyle bir arkadaşım vardı yüzsüz, arsız, sayamayacağım kadar onlarca kötü özelliği barındıran kısaca 'çakal'.
-ştoltz reis, oblomov'un tarafını tutuyorum diye kızma bence sen mükemmel bir adamsın. sadece anlayamadığın o oblomovluğu küçümsemenden kaybediyorsun. oblomov'u şu ibnelerin elinden kurtarman çok iyi oldu, sana olan saygım katlanarak arttı. ulan tarantiyev! ne diye söylemedin ştoltz'un nüfuzlu biri olduğunu? *

--spoiler--

ve son olarak gonçarov, güzel yazmışsın ve çok güzel düşünmüşsün baba. aslında bakınca fazla bir olay yok gibi ama mükemmel bir kurgunun olduğunu düşünüyorum. bir sonraki kitabını uzun zaman sonra okurum herhalde. saygılar, teşekkürler.