bugün

farsça

Bundan üç dört hafta önce ücretsiz Farsça kursu olduğunu öğrendiğimde hemen başvurmak isteyip başvurmamıştım. Kurs ücretsiz olsa bile kayıt tarihinin üzerinden on gün geçmişti. Neyse ki üniversitemin ayarladığı bir program olması hasebiyle ve hocamın da yardımıyla kayıt bürosuna gittim. Konya gibi bir şehirde yaşayanlar bilir; Bosna Hersek Mahallesi'ne gitmek çarşıdan bile tramvayla elli dakika sürer. Büro da Bosna'daydı.Neyse, kayıt yaptırmak için gittiğimde çok geç geldiğimi(Haftada 3 saatten 6 saate katılmamışım)söyledi görevli. Yapabilir misiniz bu saatten sonra, başlangıcı kaçırdınız dedi. Moralmen biraz çöksem de bu beni daha da hırslandırdı. Adama içten içe öfkelenerek çıktım ama o an bu dili kesin öğreneceğimi söylemiştim kendime. Başlangıcında beyhude bir hırstı. Kayışı kopan hırsın bir şeye yaramayacağını, hiçbir şey öğretemeyeceğini hepimiz biliriz. Kursa baslamak istememin birkaç sebebi var. En büyük sebebi farklı bir dil öğrenmenin cazibesidir. Hatta gerçeği itiraf edeyim ki dünyanın en iyi şairlerini yetiştiren en iyi şiir dilini öğrenmekti. ikinci bir sebebi de yazın geçen boş zamanın rehavetini üzerimden atmaktı...Ve ardından kursa başladım. ilk gittiğim gün bazı şeyleri oturtmaya, nüanslarını ve inceliklerini yakalamaya uğraştım. Hakikaten ilk zaman konulara aşina olmadığım için pek bir şey anlayamadım, ama iyi bir izlenim edinerek ayrıldım. Hoş gelen bir ritmi vardı, anlamasam bile dinlediklerim içimi kıpır kıpır ediyordu. Hayır yanlış anlamayın,bu farklı bir dil öğrenirken "bilinmeyene" olan saf bir alaka değildi. Bu dilin farklı bir musikisi vardı. Noldu biliyor musunuz? işin en başında boş bir hırsla başlayan ben bu dili sevmeye başladığımı farketmiştim. Hem ben değil miydim şiir için bu dili öğrenmek isteyen? Ama insanoğlu işte, kötü duygular güzel duyguları eziyor hatta unutturuyor. Başlangıçta - doğal olarak - herkesden gerideyken hususi çabalarımla, zevkle çalışarak önlere geçtim. Aradan neredeyse bir ay geçti. Ben hem Farsçayı hem hocamı sevdim. Bu dile aşık oldum. Bu dille yatıp kalkıyorum. Geçen sene Osmanlı Türkçesi öğrenirken geçirdiğim meşakkatli zamanların semeresini şimdi bu alanda almanın sevincini yaşıyorum. Kelimelerle oynamak, etimolojisini öğrenmek müthiş bir duygu...diller arasındaki müşterek yönler de cabası. Eğer Farsça öğrenmek istiyorsanız, çok büyülü bir alemin içine girdiğinizi bilin. Ön yargılarınızı yıkın, sabredin. Hiçbir dili öğrenmek kolay değil ama dünyada bir Türk dil öğrenecekse en kolay öğrenebileceği dillerden biridir. Bir tutku besliyorsanız zaten sizi kimse bu yoldan alıkoyamıyor. Sadece acele etmeyin! Farsçaya karşı gizliden gizliye aşina olmamı, sevgi büyütmemi zamanla farketmemi biraz da komşumuz iran'ın kültürüne ve tarihine meraklı olmama bağlıyorum. Tarih boyunca Türk ve Pers ilişkileri ve Türkmenlerin son asırlarda iran'ın kültürünün ve manevi tarafının teşekkül edişinde bir payı olması da ayrı bir mevzu. iki kültür arasındaki yıllardır süregelen etkileşimler ve bağlar aşikar... Ve ayrıca dokuz yıllık bir Sago sever oluşum diğer bir etken... bilenler bilir. Gerçekten öğrenmek isteyenlere kaynaklar önerebilirim. Elimden geldiğince destek olmaya ugraşırım. Ayrıca size bir tavsiye; ilber Hoca'nın Farsça ve Fars şiiri üzerine olan yorumlarının videolarına ve makalelerine internet üzerinden erişebilirsiniz... malumunuz, ilber Hoca iran kültürünü pek sever...