bugün

son ada

bir ütopya iken distopyaya dönüşen hayatlar... bir cennet, bir son sığınak iken cehenneme, açık bir hapishaneye dönen o güzelim ada...

alegorik ve yalın bir anlatım.

hepsi bizden, o güzel, o rengarenk, o çeşit çeşit insan ve adaya yerleşen devletin o her şeyi en iyi ben bilirim diyen soğuk yüzü... demokrasi gibi görünen ama ne tadı ne de şekli demokrasiye benzeyen emekli başkanın tavırları... ve sonunda cehenneme dönen, kokusunu, rengini, tadını ve neşesini kaybeden herkesin yuvası o talihsiz son ada...

livaneli döktürmüş, dokundurmuş, silkelemiş ve itip kayalardan yuvarlamış bu kitabında.

bir solukta okuyup bitirdim.

ikinci defa okumak için ise sabırsızlanıyorum.