bugün

hanonu

Kızılırmak'ın bir kolu olan Gökırmak vadisinde yer almaktadır. ilçe insanlık tarihi boyunca değişik uygarlıkların kurulup yok olduğu bir yöre olmuştur.

Son yıllara kadar Taşköprü'ye bağlı bir bucak(nahiye) olan ilçe tarihinde uzun yıllar kavimler halinde yaşayan uygarlıklar şunlardır;
"Gaşgarlar , Etiler , Dorlar , Paflagonyalılar , Kimerler , Lidyalılar , iranlılar , Bizanslılar , Çobanoğulları devri, Candaroğulları egemenliği ve Osmanlı dönemi"

ilçe tarihin her döneminde önemli bir konaklama yeri olmuş ve sosyal yaşantı bakımından hareketli dönemler geçirmiştir. ilçeden geçen karayolu uzun yıllar boyunca insanlara hizmet vermiştir. Karayolu; Taşköprü, Kastamonu, Boyabat, Durağan, Sinop, Samsun, Karabük, Ankara, istanbul gibi birçok şehir ve ilçeyi birbirine bağlar.

Eski ipek yolu'nun Durağan ilçesinden geçmesi üzerine buradan geçen kervanlar ilçede bulunan handa konaklamıştır. Han'ın tarihide kısaca şöyledir:

Tarihi han moloz taşından horasandan yapılmış (3,5 x 1,5) olan giriş yerini tamamen kaybetmiştir. Yuvarlak kemerli kapısından girince dört tane paye bulunmaktadır. Dört köşe olan bu payelerin alt kısımları kesme taştan üst taraflarıda enli tuğlalardan yapılmıştır. Tavanlar bir nevi tekne tonozludur. Pencereleri harap olmuştur. Hanın boyu 20.5, eni 11, yüksekliği 3.5 metredir. Duvar kalınlıkları birer metredir.

1848'de burasını ziyaret eden Chankykoff, burasının eski bir kervansaray olduğunu yazmıştır. 1810'da Sinop'ta Fransız konsolosu bulunan P.F. Fourcad binanın üç hücreli bir kilise olduğunu ve Jüstinien tarafından yapıldığını ve Türkler tarafından kervansaray olarak kullanıldığını yazar.

Bina bugün harabe halindedir. Fakat Hanönü ilçe olduktan sonra yapılan kurtarma girişimleri sonucunda Kültür Bakanlığı tarafından restore edilerek kütüphane ve müze olarak hizmete açılacaktır.