bugün

ben bu yazıyı sana yazdım

her saat, her dakika, her saniye, her nefeste söylemek istediğim ama söyleyemediğim sözleri söylemeye çalıştığım yazıdır bu.

senin gibi olma gayretinde seni mutlu etme çabasında geçen bir ömürü anlatmak için yolda yürürken kurduğum, şarkı dinlerken hayal ettiğim anların, yüzünü hayal ettiğimde mutlulukla gülen yüzümün ve heyecanla kıpırdayan kalbimin bir türli yeterli olmadığı ve hiçbir zaman senin için kurulmuş en güzel cümle olmayacak cümlelerle bezeli bir yazı bu.

sana layık olmayı asla beceremeyecek ve hiçbir tamlamayla sana yetmeyecek cümleler bunlar.

Ben bu yazıyı ve binlercesini içimden, ta kalbimden ruhumdan söküpte senin için yazdım. ama hiç söyleyemedim. Beni az kucağına alan, başımı seyrek okşayan, belki de öldüğü zaman ve o zamanı düşündüğümde hep allah gecnden versin dediğim ama ona sarılmaya doyamadan kaybetmekten korktuğum ve sana bu yüzden sarılamadığım bir babanın oğluyum ben. Ben içinde fırtınalar koparken o fırtına'da bile o beline kadar olan güzel siyah saçlarını usul usul dalgalanırken hayal eden, sana hep o en zor anlarımda ihtiyacı olan, hayallerle avunan, yinede hep susan, tam söyleyecekken cesaretini toplayamayıp söyleyemeyen ve en acısı sevgi sözleri söylemek için cesarete ihtiyacı olanım. ben türk filmlerinde hala ağlayabilen, kalbi pamuklardan da yumuşak, az konuşup aslında çok şey söyleyen bir adamın oğlu olarak yetişmiş, ona benzeyen, onun gibi sessizce seven sevgisini göstermeye cesaret edemeyen, sarılınca gözleri dolan adamın oğluyum.

Sen; şarkıların söylediği, şiirlerin tasviri, çiçeklerin kıskandığı, meleklerin dua ettiği, rüzgarın bile tenine dokunmaktan korktuğu zarif sevgili.

sen; keman kaşlım, suskun aşkım, masum yüzlüm, cennet gülüşlüm, özlemim, hayallerim, yaralarımın merhemi.

sen; 3 yıl önce başlayıp sonsuza uzayan, bitmesini istemediğim, hem ulaşılmazım hem en yakınım, hem cehennem ateşim hem cennet ırmaklarım.

sen; sözcüklere, kelimelere, şiirlere, satırlara, sayfalara, kitaplara sığdıramadığım, kalbimden taşan, ellerimle dokunmaya kıyamadığım, bakıpta doyamadığım.

Sevgilim.

Ben ilk defa cesaret edip bu yazıyı sana yazdım.