bugün

sözlük yazarlarının rezil olduğu anlar

roma'daki ikinci haftam, herkes birbirleriyle tanışmaya,arkadaş olmaya çalışıyor. her gece dışarı çıkıyoruz ki arkadaş çevremiz genişlesin, yalnız kalmayalım. san lorenzo'da, bar dei brutti (çirkinler barı) diye bir yerdeyiz. henüz italyancam da yarım yamalak, tanıdığım başka bir tük de yok, zor ve sarhoş olmadığım dakikalar geçiriyorum. onla tanış, bunla konuş derken, aurianne diye belçikalı bir kızla tanıştım. o dönem istanbul'da patlama falan da olmuştu, kız bunları soruyor ben şaşırıyorum, hafiften de sarhoş ama o aksanlı ingilizcesi ile konuştukça ben sarhoş olmaktan biraz daha uzağa kayıyorum. neyse, içtik ettik, facebooklar alındı, aurianne gitti, başkaları geldi, konuştuk kaynaştık derken saat geç oldu herkes evine döndü. ertesi sabah, saat 10.30 gibi uyandım. aurianne'den mesaj gelmiş, açtım mesajı demiş ki biz fiumicino'ya denize gidiyoruz, işin yoksa sen de katıl, dün öyle konuşmuştuk zaten. kendi kendime hayırdır dedim. ben bu kıza ne zaman denize gitmek istiyorum dedim diye düşünüyorum. sarhoş da değildim. o halde aurianne sarhoştu veya bir bahane ile beni çağırmak istemişti. neyse dedim yazayım madem. kaçta gitceksiniz diye sordum. 11.30 pyramide istasyonu diyince, dedim ben yetişemem, akşam müsaitsen bir şarabı birlikte tiber nehrine karşı içeriz. kendimce biraz classic manlik de yapmak istedim yalan değil. daha güzeli o da olur dedi. akşamı bekliyorum artık, saat 9 gibi piazza venezia'da buluşucaz,ordan nehire doğru yürücez. akşam oldu tabii, ben bir 10 dk geç kaldım, kız yazdı geldim ben diye, colosseodan topuklarım kıçıma vura vura hızlı bir şekilde ilerliyorum ki kızı bekletmeyeyim daha fazla diye, halbuki nereden bilebilirim az sonra yerin dibine girip, metronun daha da aşağı seviyesinden eve döneceğimi.sözlük, kız beni gördü, yüzünde öyle bir hayal kırıklığı belirdi ki anlatamam. resmen belçikalı bir kızı hiç haddim değilken, durduk yere mutsuz etmeyi başardım, hani ilişki falan hak getire. anlamadım tabii ilk başta, ne oluyor falan diyorum, bu kadar mı takıldın diyorum geç kaldığıma (ne masumum!), aurianne hiçbir şey demiyor, biraz utanmış, biraz hüzünlü bir şekilde o aksanıyla konuşmaya çalışıyor ama kelimeler kulağıma varamadan düşüyorlar çünkü az sonra açıklayacakları ile kulaklarım kısa bir süre zarfı boyunca duymayı reddediyorlar. meğer, bizim tanıştığımız gece, bizim aurianne, benimle aynı ismi taşıyan bir çocukla daha tanışmış (o günlerde ben o çocuğu tanımıyordum ama daha sonra tanışıp samimi de oldum) onunla da bu deniz işini konuşmuşlar. bu da ben sana yazarım demiş çocuğa. yazmış aslında. tek bir farkla: yanlış çocuğa. ben bunu duydum, bir elim titredi, ne desem bilemedim. kız hiç istemediği bir yerde hiç istemediği biriyle buluşmuş yani. hatta diyor, ben buraya gelmeyecektim de diğer çocuk sandığım için seni, geri çevirmek istemedim. ben de soruyorum, facebooktan arkadaş olmuşuz, kapı gibi profil fotoğrafı orda, hiç mi bakmazsın arkadaş diye?! yok diyor. biz o gece karşılıklı sustuk sözlük. hiçbir şey de içmedik. 10 dk ayakta konuştuk, sonra baktım ki o da benim gittiğim yönden gidecekmiş, tersi istikametten gittim, yolu uzattım, daha fazla aynı oksijeni yakmaya gerek yoktu. hoş, isimdaş olduğumuz çocuğun gay olduğunu öğreninceki surat ifadesini hala merak ediyorum aurianne'in, ne kadar hoş kız olsa da.

Edit: imla. Ayrıca, neden eksiliyorsunuz arkadaşlar? Yeterince yerin dibine girmediğim için mi?