bugün

ben bu yazıyı sana yazdım

beni affet..
öyle sevdim ki beni affet..
yağmur yağmıyor bu gece şehre, gözyaşlarm ince ince sızıyor sadece. bedenim öyle ağır ki bu gece ruhum çıktı gitti bilmediğim hiç bilmediğim yerlere. üstüme sinemeyen kokun son kez tenimde. avuçlarım ilk defa benden farklı kokuyor, sen kokuyor. hep düşünürdüm nasıl yazar insan böyle diye; iskender okudukça içlenirdim nasıl yaşamış ki nasıl yazmış diyip kıskanırdm gizli gizli. anlıyorum şimdi.
biliyorum ki yarın senden bir tek iz kalmayacak..
hani demiştim ya olmasan da mutluyum diye; yalan söyledim, ağır bir yalan.. aslında sana hiç yalan söylemek istemedim ama söylemiş bulundum işte..gittin ya hani döküyorum her şeyi bugün yüreklice.
ben seni severken yaşadığımı hissettim
ben seni severken oyuncaklarımın bir anlamı vardı
ben seni severken derin bir nefes alıp hayatla dalga geçtim..
sen benim her şeyimdin diyemem, değildin. annem vardı, dostlarım vardı, sevmesem de bir babam vardı. haksızlık edemezdim. ama ben her şeyim olmanı diledim.. süpürecekmişsin gibi tüm tozu kiri, bütün pisliğimi, dünyanın acı acı öğretttiği bildiklerimi.. evet öğrendim ama bunlar değil.. aşkın ne denli çıkmaz olduğunu ne denli yaralayabileceğini; evet ben bunları öğrendim..
bak benim şarkım çalıyor, seni tanımam gibi denk gelmiş olmalı bu da. blower's daughter.. uçucu bir şeyim ben, ansızın kokum gelecek soluduğun herhangi bir an ve burada diyeceksin..rüzgar gibiyim ben, üfleyip üfleyip boynunun en hassas yerine gideceğim birden.. sanıyor musun ki unutacaksın? dilerim unutmazsın, dilerim ki her esen rüzgar beni anımsatsın.. böyle hoyrat seviyorum ben; bir sakıncası mı var(dı)?
durdurmak istiyorum baharın hercai akışını, durdurmak istiyorum kalbimi, sussun artık. atmazsa atmasın mühim mi? bugün değil.. diliyorum ki yarın sabah uyanmayayım, çünkü yarın seni silmiş olacağım, çünkü yarın farklı bir ben olacağım. senin sevdiğinden apayrı bir ben, ben gibi bir ben, aynı eski halime benzeyen, seni tanımadığım günlere denk gelen..
yasmin levy şarkıları nasıl yakıyorsa canımı öyle yakıyorsun bu gece, işte sen düşün artık..bir şarksında "seni unutmanın içimdeki acıya deva olacağını düşünmüştüm fakat bu acı çok çook daha büyüktü" diyordu.. bu kadar zor olmasın gidişin olur mu sevgilim? sevgilim.. ah sevgilim.. bu kelimeyi sana hiç söyleyemedim.. neyimdin ki benim? bir süre sonra hiçbir şeyim.. annem demişti bir gün "kimse vazgeçilmez değildir" diye, biliyor musun ben senden hiç vazgeçmek istemedim. sanırım sorun burada. istemedim çünkü ikimiz en güzel aşk filmleri, en derin kitaplarda yazılan aşk hikayeleriydik. ve bir hikaye olarak kaldık, sonu bugün gelen.
yalnız olmayışım rahatlatmıyor; biliyorum ki telefonlar, kapı zilleri hiç susmayacak, arayanlar, isteyenler bitmeyecek.. mühim mi sence?
dün ağladın ya içim gitti sevgilim.. baban, annen, sevgilin, çocuğun her şeyin olmak istedim. nanni nanni diyip ninniler söylüyorum bu gece kendime; hiç bilmediğim bir dille. dur diyor, sus diyor olmalı bu şarkı; öyle olmasını dilerim..çünkü bitiyor her şey bu gece.
jesux d fants izlerken ki heyecanımı bilemezsin, her izleyişimde gelişine daha da yaklaştığımı hissetim. "laaa laaa laaaayyy laaraaa laa laaayy" diyebilmeyi hayal ettim.. senle paylaştığımda "bu ne güzel bir şarkı!" demeni de unutamıyorum, izlemese de hissettiklerimi hissetmiştir dinlerken demiştim. ah ne kadar çok "demiştim" senleyken. beni biliyorsun, yıllardır tanıyormuşsun gibi hissetmiştim..
yarattığıma değil sana aşıktım ben..cümlelerim ne kadar da boş değil mi?"bir rüya gibi" evet evet tam olarak bu. mümkün mü ki bir insanın birini bu kadar sevmesi; değil.. becermiştim işte ben, bu kadar aptalken nasıl becerebildiysem..
çok içme olur mu, üzme kendini boş kadınlar için, iz bırakmasın sende önemsiz insanlar;biliyorsun hep olacaklar.. iyi bak bir de kendine çok hem de..kafa sallayışını görür gibiyim..
bir de
bir de ben seni çok sevdim, sadece bu yaksın canını olur mu..çok sevdim seni! Sadece bu yaksın canını..