bugün

taksici

Üniversitede okurken 3 yıl yaptığım meslek. Bilenler bilir Bursa'da fomara-heykel arasında ringleyen dolmuş taksiler vardır. 1 yıl orada çalıştım. Kolaydır dolmuş taksicilik. 4 kişi dolunca çıkış yaparsın. Sabit bir güzergah üzerinde indibindi yaparsın.

Esas zor olan durak taksiciliğidir. Bir müşteriyi "dolandırmadan" "trafiğe sokmadan" gideceği yere götürmen gerekir. 2 yıl da setbaşında onu yaptım. Müşteriyi gidilebilir en kısa güzergahtan tadında bir muhabbetle siyasete ve spora girmeden gideceği yere götüren taksici en iyi taksicidir.

Çoğu Zaman müşteri gideceği yeri tarif edemez. Mahallesini bilse sokağı söyleyemez, filanca okulun altı der, caminin üstü der. Bileceksin müdür. En azından çalıştığın ilin merkezini avucunun içi gibi bileceksin.

Ben genelde şivelerine ve tiplerine bakarak memleketlerini tahmin ederdim. Elit kesim bu memleket muhabbetinden hoşlanmaz hiç. Onlarla da tadında bir iş muhabbeti açardım. Nabza göre şerbet vuracaksın yani.

Eds'ler'e, trafikçilere ayık olduktan sonra yapılabilir zevkli kar getirisi yüksek bir işti taksicilik. Ücretlerin 5 liraya kadar olan kısmı müşteri lehine yorumlanırdı elden geldiğince. Mesela 34 lira tuttuysa varsa 30 verin yeterli denirdi. Öyle gördük büyüklerden.

Merak edenler için söyleyeyim Bayan müşteriye iş atılmazdı. Görünür bir yerde kart olurdu. Müşteri isterse kart verilirdi. Gerisi de gelirdi zaten.

Sürekli bir ani karar verme durumu, değişik kültürlerden insanlar tanımak, polis ve sanayici gibi gibi tabiri caizse cin gibi bir meslek grubuyla sürekli muhattab olmak bir süre sonra değil cin, "cin cücüğü" ederdi adamı.