bugün

bireysel silahlanma değil kitaplanma istiyoruz

Karakter sınırlama: bireysel silahlanma değil bireysel kitaplanma istiyoruz.

Siyasilerin en çok korktuğu bireysel silahlanma olarak kitap okumaktır.

Okumuş ve eğitim bir halkı koyun gibi güdemezsin çünkü.

türkiye ile avrupa'yi karsilastrirdigimiz zaman görecegiz ki zamani en fazla israf edenler katogorisine girmekteyiz. türkiye'deki halk zaman harcamakta liderken, türkiye'deki halkin uzantisi olan avrupa'daki türklerde türkiye’de ki halkdan geri durmamakdadir.

türkiye'deki halk kendilerinin okumayan bir millet oldugunu istatistiki bilgilerden ögrenebilir. avrupadaki türk halki ise istatisti bilgilerden ve arastirmalardan ögrenmekle birlikte pratiktede her an karsilasmaktadir.

kitap

bugün hepimizin evinde gazetelerin ramazanlik hediyesiyle veya bir dostumuzdan gelen hediye ile veya baska bir vesileyle bir kur'an-i kerim mevcuttur. bu kur'an-i kerimin ilk inen ayeti bakin bize ne diyor:'yaratan rabbinin adiyla oku. o insani bir alak' tan yaratti. oku, rabbin en büyük kerem sahibidir: ki o, kalemle (yazmayi ) ögretendir.(1)

yüce allah mukaddes kitabimizda okumanin önemini belirtmek için bizlere indirdigi ilk ayetiyle bunu haber veriyor.

islam tarihinde ki müslümanlar bu emri noksansiz bir sekilde anlayip kavradiklari için müsbet ilimde zirveye ulasmislardir. bugün hangi bilim dalina bakarsaniz bakin bu bilim dalinin kökeninde müslüman ilim ve bilim adamini görmek mümkündür.

islamin ilk emrini unutan müslümanlarin bugünkü içinde bulunduklari içler acisi durumu hepimiz görmekteyiz.

müslümanlarin disinda ki baska milletlere baktigimiz zaman ise, islamin ilk emrini onlarin aldigini görmekteyiz.

charles mismeri “hiristiyanlar alim olunca hiristiyanlikla alakalari kesilir. müslümanlar da cahil olunca islamiyetle alakalari kesilir.” demektedir.

müslümanlar camiden ve ilim yuvalarindan uzaklastigi günden bu yana ne ailemizde huzur kaldi, ne gençlerimizde.. okuyan bir milletken, okumayan bir millet olduk . okumamakta da lisde baslarina yükseldik. beyazit devlet kütüphanesi müdürü yusuf tavaci okumayan bir millet oldugumuzu su aci tabloyla dile getirdi:“ fransa'da kisi basina 7 , isvec'de 10, japonya'da ise 25 kitap düserken bizde maalesef 7 kisiye bir kitap düsüyor. isveç'de mevcut 312 halk kütüphanesinde ki kitap sayisi 45 milyon olup, nüfusun tamami okumakta ve kütüphaneye gitmektedir.”

ülkemizde toplam 9 milyon 817 bin kitap bulunurken yukarida da belirttigimiz gibi isveç'de 45 milyon kitap bulunmaktadir.

amarika'daki yale üniversitesinde 8 milyon yenilenmis kitap ile 125 bin kitap, vido var.

harward'daki kitap ve ciltli dergi sayisi 11 milyon 300 bin olup mikrofis ve filimler de 4 bin civarinda. ingiltere cambridge üniversitesinde ki kitap sayisi ise 4 milyon 850 bin tanedir. keza oxford üniversitesinde de 6 milyon kitap bulunuyor.

bizde ki sayiya gelince kitap ve ciltli dergi sayisi 246 bin 746 olup, mikro film ve fis 18 bin 800, plak vido da 2 bin 500 dür. (2)

almanya'da her yüz kisiden 41 'i ciddi kitap okurken, türkiye'de bu oran sadece % 3 sayisinda tikanip kaliyor.

ne acidir ki islam'in ilk emri olan okumayi anlayan ve hayatinin her karesine tatbik eden ve de dünyanin ilim merkezlerini kuran, okuyan bir milletken okumayan bir millet olmusuz

gazete

avrupalilarin okumaktaki durumunu ve zamani nasil degerlendirdiklerini ögrenmek için gazete trajlarini incelemek yeterlidir.

oecd tarafindan yayinlanan yillik rapora gore avrupa ülkeleri arasinda gazete okuma orani bakimindan üzüntü verici bir noktada bulunkmaktayiz.

verilen bilgilere göre, 82 milyonluk almanya' da satilan gazete sayisi 51 milyon adet. her 100 kisiden 63'ü gazete okumakta. fransa 'da bu oran % 41, ingiltere'de % 44, italya' da %38 isveç'de % 61, hollanda'da % 44 dür.

türkiye'de ise gazete satislari promosyonun verildigi devrelerde 4.5 - 5 milyon civarinda. türkiye'de her yüz kisiden sadece 5.16'si gazete okuyor.

gazete okuma noktasinda ne durumda oldugumuz yukarida ki, verilerden ortaya çikmaktadir.

türkiyede ki genç kusaklar bilhassa boyali basina ragbet gösteriyorsa ve bu basinin etkisinde kaliyorsa avrupa'da ki gençlikte ayni sekilde boyali basina ragbet göstermektedir. gençleri etkileyen bu basin ayni zamanda diger yas guruplarinida etkilemektedir.

marplan arastima kurum'unun almanya'da yasayan 2 milyon 380 bin türk üzerinde yaptigi arastirma anketinin focus'ta yayinlanan neticelerine göre, almanlarin yüzde 85'i günlük bir veya bir kaç gazete okurken türkler'in ise yüzde 44' ü gazete okudugu ortaya çikmistir.

gençlerimizi etkileyen bu zararli basindan kurtarmak için gençlerimizin içinde kendilerini bulabilecegi alternatif gazeteyi onlarin önüne koymamiz gerekmektedir. sayet globellesen teknolojinin de içine yansidigi gazeteyi önlerine koymadigimiz müddetce kendilerine zarar verecek gazeteleri izlemeye devam edecektir.
--------------
1 - kuran, alak suresi, 1-2-3-4
2 - 31 mart 1994 , türkiye gazetesi
(kaynak: //ansar.de/dus4.htm)