bugün

çok özlediğin kişiye çok özlediğini söyleyememek

yaşam enerjisini harekete geçiren karmayı tamamlayamamakla eş değerdir. uzak doğu dinlerinde bir karma sistemi vardır. insanlar, karmalarını doldurana kadar yaşarlar, karmasını dolduranlar çekip giderler. evren lokalar halinde 7 kat altta 7 kat üstte olmak üzere toplam 14 kat, 4 yugadan olmak üzere 4 çağa bölünmüş, trimurti tanrı üçlemesiyle yönetilirler. bunlardan brahma; yaratma fonksiyonundan, şiva; sürdürme, vişnu; yok olmaktan mükellef tanrılardır. son derece gelişmiş ve iyi kurgulanmış bir kozmolojisi vardır bu dinlerin fakat benim için değişen bir şey yok. bir sürü tanrı, bir sürü nirvana, brahman, ramayana, mahabbarata ya da kozmoloji olsa ne yazar. karmam hep yarım yamalak. bir katmandan diğerine geçemiyorum. ya da ben buna inanmışım öyle gidiyorum. bir özlemek ki her şeyden koparmış beni, bir özlediğini söyleyememek ki saçlarını kazırken görmüşüm rüyamda. çakralara metafizik enerji biriktirmekten başka bir şey değil bunlar. aslolan, gözlerinin içine bakarak '' seni çok özledim'' derken yüzünde oluşan ifadeyi görmek, hissetmek sonra da payına düştüyse çekip gitmektir...