bugün
- bik bik moderatör olsun10
- ülkeleri hükümetler değil kişiler kalkındırır8
- boşuna yaşıyorum hissi17
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır19
- evlilik17
- ellerim bos gonlum hos10
- patiswiss16
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı11
- akp seçmeni17
- ali erbaş19
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası13
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi11
- arkadaşlar biri var12
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi18
- icardi1905 silik olsun kampanyası27
- kent lokantası niye bedava değil demek21
- nervio'ya aşık olmak11
- türkiyede çok abartılan arabalar9
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı16
- karınıza range rover alır mısınız23
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu37
- anın görüntüsü15
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- ilk buluşmada çorumlu olduğunu ağzından kaçırmak8
- icardi190512
- türkiye işçi partisi11
- futbolcu ismiyle nick almak15
- çin halk cumhuriyeti8
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı18
- ruh okuzu9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği13
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi28
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- akrep burcu8
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi12
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
değildir her zaman peynir, üzüm. ve değildir illâ ki bir yiyecek!
beyaz peynir kimine göre
kimine göre üzüm tanesi
bazısına erdek kirazı
bazısına edincik beyazı.
he gülüm.
,
eskidendi. ne çocuktuk ne de genç. çalıştığımız işyerinin elektrik süpürgesinin kablosuyla ip atlayacak kadardık işte be canım, de haydi sen getir üstünü. bitirebildiğimiz en yüksek okul olan liseyi bitirdikdi o sıra, o kadarını bitirmemiz icap ediyordu. çok eşelemedik, "nasıl istersen.." demek eski huyumuz senin anlayacağın. öyle dediler, öyle sandık. inandık, zorundaydık buna. evet.
çalıştığımız işyerinde bi ahmet abi vardı. öğretmendi ahmet abi, felsefe öğretmeni.. okumadığı kitap yok gibiydi, abimizdi, o anlatır biz dinlerdik öğrenmeye açılmış gözlerle. hayata kimselerle aynı pencereden bakmazdı. haa, baktımı da anasını satardı bakışın; sadece ağacı gören gözlere inat yaprağın çizgilerini ettiği hatimle. atamasını bekliyordu, beklerken de çalışıyordu hammaliye işinde. incedendi, uzunca falan hatta. abimizdi. kasaba çocuğuydu ya, o yüzdendi konuşurkenki kitap türkçesini reddi, en bi samimisinden. yedi yabancıya "kardeşim" derdi, bizeyse "karşimm". candı işte be.
falan.
bi de sevdiği vardı abimizin, adı ayşe'ydi. beyaz hatunmuş, çakır gözleri varmış. biz hiç görmedik ayşe'yi, gıyabında tanıdık hep. sayardı ayşe'sini, saydırırdı bize de.
içkiden söz açıldı bi gün. içmekten, sarhoşluktan, rakıdan, mezeden, şundan bundan yani. ahmet abi başladı anlatmaya, biz hemen sus pus ne kaparsak kârdır niyetiyle, masal dinler gibi..
" bakın şimdi karşim.. meze dediğin ayşe'dir bana göre, içki dediğin ise otuşbeşlik.
ben alsam bi otuzbeşlik şindi, desem ayşe'ye 'yürü kız, hasretleşek azcık'. ayşe gelse bi akşamüstü, edincik mezarlığının altındaki bayıra otursak şöyle dizdize, karşımıza alsak erdek körfezini. en afillisinden bi kartal kanadı yapsam hatuna.
ayşe'm cilveli hatundır, hakikatli hatundur, sakınmaz kendini benden. ayaklarımın arasında dolaşır hep, itelesem bile inatla kendini sevdiren arsız kedi misali. hani böyle sokulsa bana, yanağı dudağıma perver böyle hani. bi bakmışsın kadınım mezem olmuş be yahu. bi öpsem ayşe'den, bi içsem şişeden."
dedi.
dinledik. güldük anlattıklarına, anlam veremedik tam olarak. çocukluk alameti işte anlayamamamız. zira o sıra ne ayşe'den haberimiz var bizim, ne de şişeden. büyüyünce anladık. anladık.
yıllar geçti. ben ahmet abiyi çoook uzun zamandır görmedim. ataması yapıldıydı ya hani, yılların felsefe öğretmenidir o şimdi. bu entry bitsin artık, ayşe'ye de kavuşamadı zaten hiçbir zaman garibim.
bi ayşe'den bi mezeden ha ahmet abi?
kat-i ve son tespit; meze ayşe'dir.
beyaz peynir kimine göre
kimine göre üzüm tanesi
bazısına erdek kirazı
bazısına edincik beyazı.
he gülüm.
,
eskidendi. ne çocuktuk ne de genç. çalıştığımız işyerinin elektrik süpürgesinin kablosuyla ip atlayacak kadardık işte be canım, de haydi sen getir üstünü. bitirebildiğimiz en yüksek okul olan liseyi bitirdikdi o sıra, o kadarını bitirmemiz icap ediyordu. çok eşelemedik, "nasıl istersen.." demek eski huyumuz senin anlayacağın. öyle dediler, öyle sandık. inandık, zorundaydık buna. evet.
çalıştığımız işyerinde bi ahmet abi vardı. öğretmendi ahmet abi, felsefe öğretmeni.. okumadığı kitap yok gibiydi, abimizdi, o anlatır biz dinlerdik öğrenmeye açılmış gözlerle. hayata kimselerle aynı pencereden bakmazdı. haa, baktımı da anasını satardı bakışın; sadece ağacı gören gözlere inat yaprağın çizgilerini ettiği hatimle. atamasını bekliyordu, beklerken de çalışıyordu hammaliye işinde. incedendi, uzunca falan hatta. abimizdi. kasaba çocuğuydu ya, o yüzdendi konuşurkenki kitap türkçesini reddi, en bi samimisinden. yedi yabancıya "kardeşim" derdi, bizeyse "karşimm". candı işte be.
falan.
bi de sevdiği vardı abimizin, adı ayşe'ydi. beyaz hatunmuş, çakır gözleri varmış. biz hiç görmedik ayşe'yi, gıyabında tanıdık hep. sayardı ayşe'sini, saydırırdı bize de.
içkiden söz açıldı bi gün. içmekten, sarhoşluktan, rakıdan, mezeden, şundan bundan yani. ahmet abi başladı anlatmaya, biz hemen sus pus ne kaparsak kârdır niyetiyle, masal dinler gibi..
" bakın şimdi karşim.. meze dediğin ayşe'dir bana göre, içki dediğin ise otuşbeşlik.
ben alsam bi otuzbeşlik şindi, desem ayşe'ye 'yürü kız, hasretleşek azcık'. ayşe gelse bi akşamüstü, edincik mezarlığının altındaki bayıra otursak şöyle dizdize, karşımıza alsak erdek körfezini. en afillisinden bi kartal kanadı yapsam hatuna.
ayşe'm cilveli hatundır, hakikatli hatundur, sakınmaz kendini benden. ayaklarımın arasında dolaşır hep, itelesem bile inatla kendini sevdiren arsız kedi misali. hani böyle sokulsa bana, yanağı dudağıma perver böyle hani. bi bakmışsın kadınım mezem olmuş be yahu. bi öpsem ayşe'den, bi içsem şişeden."
dedi.
dinledik. güldük anlattıklarına, anlam veremedik tam olarak. çocukluk alameti işte anlayamamamız. zira o sıra ne ayşe'den haberimiz var bizim, ne de şişeden. büyüyünce anladık. anladık.
yıllar geçti. ben ahmet abiyi çoook uzun zamandır görmedim. ataması yapıldıydı ya hani, yılların felsefe öğretmenidir o şimdi. bu entry bitsin artık, ayşe'ye de kavuşamadı zaten hiçbir zaman garibim.
bi ayşe'den bi mezeden ha ahmet abi?
kat-i ve son tespit; meze ayşe'dir.
güncel Önemli Başlıklar