ünye

meydanda salı günleri kurulan pazarda yüzü güneşten kavruk ananenin sattığı tereyağı ve köy peynirini almak için bile gidilesi yerleşim birimi.
Kendi halinde bankası, minik ptt ile annemin zorla götürdüğü eski hamamı.
bin bir renk çiçeğin uzandığı sahil şeridinde yürürken burnunuzdan içinize dolan denizin, yosunun kokusuna karışan haşlama simit ve mısır kokusu.
Çamlık lokantası ve çocukluğum. Bahçesinde oynadığım o endamlı çam ağaçları.
Buruna gidene kadar yalı mahalleleri, yüzüncü yıl ve yöre yemekleri.
Uzun kum, plaj ve rahmetli Sabahattin amca.
Kaleden kente bakış, çakır tepede bin bir güzellik ve pidelerin en hası.
Gece ışıkları, insanları, nemi bazen, bazen yağmuru.
Bir kartpostaldan yüzüme vuran ılık gülümseyişi ile Ünyem..
yeşil Ünyem..
karadenizin incisi.