bugün

aşırı solcu kesimin pkk ya olan sempatisi

globalleşen dünyayı türk kafasıyla, türkleştirilmiş ideolojilerle tanımlamaya çalışınca ortaya çıkmış bir başlıktır.

yani başlık sıçmak derdim ama kibarlıktan demiyorum.
sol ve sağın ne olduğunu bilmeden, türk siyasetin merkezi kemalizm'dir; sağın ve solunda duranlar blablabla demekle argüman üretmek bir tek bizim ülkemize mahsus herhalde.

aynı kafada gidersek aşırı sağcı kesimin de hizbullahla ilgisini tartışabiliriz. aşırı sol, aşırı sağ kavramı nedir yahu.bir de manasız yere sürekli bir sola yüklenmek var. yok artvin'de devlete karşı direnenler de pkklıymış işte, devletimizin gazetesi öyle diyor. insanlarımızın yüzde kaçı bilinçli allah aşkına da bilinçle bir ideoloji sahibi olacak? babanızdan gördüğünüz futbol takımını doğuştan gelmiş, genlerinize işlemiş bir holiganlıkla bağrınıza basarken; ideolojiye ne şekilde sahip çıkıldığını görüyoruz.

arkadaşlar, herkes bir ideoloji sahibi olmak zorunda değil tamam mı? hadi sahip oldunuz diyelim, bokunu çıkarmanız da gerekmez. bokunu çıkartmak dediğim birbirine karıştırmak. bir sistem eleştirisi yapılacaksa bu insanlar üzerinden olmaz. insanlar hayatlarını yüzde yüz mükemmellikte yaşamıyorlar sonuçta. 2 tür sistem vardır, komünizm ve kapitalizm. eleştir bunu. birini daha vahşi yap, birini daha ılımlı. ulan dinin bile ılımlısı var. x kişisi müslümanlığı kadınların eteklerine üfleyerek yaşıyorsa müslümanlığa mı giydiricez? irlandalı bir kız çocuğu türk okulunu bombalarsa irlanda ırkını mı hedef alacağız?

her neyse ben de uzatarak bokunu çıkartmayım. öncelikle kemalizm sol değildir bunu öğrenelim. ikincisi, her sistemin içerisinde farklı teoriler vardır. troçki ile stalin'in düşman olmasının sebebinde bile bu bakış farklılığı söz konusuydu. silah endüstrisi, evet vahşi kapitalizmi besleyen en birinci etkendir ve belki de hiç bitmeyecek olan. onları besledikçe, bu çark hep bu şekilde dönecek. fakat bir bakış açısı var ki, ''sistem anca kendi içinden yok olur''. yani kapitalizme karşıyım deyip şirketlerde bile çalışmayıp o sosyal hayatın içinde yer almazsan sözünü dinleteceğin grubun da çok ötesinde olursun. bu mantıkla, silahı da böyle görüyorlar. mecburi savunma aracı.

onun dışında, tabandan örgütlenme yerine tavandan örgütlenmelerle eğitime değer verdiğimiz için, düşünebilen, üretebilen nesil yetiştirmeyip, köle nesil yetiştirdiğimizden, düşünceye sürekli biat eden, sorgulamayan bir nesil yarattığımızdan; aşırılık aslında ''düşüncesiz'' anlamında kullanılırsa yerini bulur diyorum. yoksa sağmış, solmuş... kim sağ, kim sol allah aşkına? kim ne kadar farkında? anası babası hangi partiye oy veriyorsa, o partiye oy veren bir çoğunluk var en nihayetinde.

olmadı herkes anarko anarşist olsun huzura erelim falan.