gezi parkı eylemleri

sayısız yaralanmalara, ölümlere neden olan ve Türkiye yakın tarihinde bir benzeri yaşanmamış olaydır. Kimine göre olması gerekendi, kimine göre teröristlerin işiydi, ne var ki hiç bir şey değişmedi. ne insanların üzerindeki baskı azaldı, ne basına özgürlük sağlandı, ne kadın hakları iyileştirildi ne de kesilen ağaçların yerine yenileri dikildi. ölen öldüğüyle kaldı, yaralananlar ise yaşamlarına çok büyük eksikliklerle devam etti ve ediyor. gencinden yaşlısına kadınından erkeğine hatta çocukların bile katıldığı, şenlik havasında başlayıp ölümlerle bitmesiyle sonuçlanan olayın sorumluları elbette ki sadece hükümet değildi. fakat baskının yasağın ve dayatmanın olduğu yerlerde isyan kaçınılmaz olur. lider vasfına sahip kişiler de bu isyanı en makul şekilde bastırabilmeliler. fakat öyle olmadı ve baskıya karşı başlatılan bu isyanı, devleti yönetenler yine baskı ve şiddetle sindirebileceğini düşünerek akıllara durgunluk veren söylem ve eylemlerde bulundu. doğal olarak istanbul'da başlayan bu olay ülkenin her yanına yayıldı.
evet mesele ağaç meselesi değildi sadece.
kadının özeline karışma meselesiydi
içki içenlerin içkisine ve şahsına karşı yapılan söylemler ve tutumdu mesele
medyanın tek taraflı yayın yapmasıydı mesele
kendi görüşünden olmayanların dışlanma, ezme aşağılanmasıydı mesele
eğitim sistemindeki yanlışlıklardı mesele
aynı şekilde sağlık hizmetlerindeydi mesele
din kavramının her alana katılmasıydı mesele

yani meseleler çoktu ama çözüm yoktu. çözüm için halk gözünü açtı, başını kaldırdı. eline bayrağını, tenceresini tavasını aldı. yeter demek istedi.
diyemedi.
gaz yedi, jop yedi ve en vahimi kurşun yedi.
olaylar bitti ve bir özür bile gelmedi.
evet gezi parkı olayları tabi ki bu kadar sınırlı değildi. yaşananları yaşayanlar bilir.